Polonezköy’den La Scala’ya

Ressam Leonid Afremov’un (1955-2019) bir tablosuna verdiği “Tutkunun Yalnızlığı” (Loneliness of Passion) ismi düşündürmüştü beni. Tutku yalnızlık getirir mi diye, ne dersiniz? İstanbul’un köylerinden birinde dünyaya gelen kızın yaşamına baktığınızda olabilir diyebilirsiniz.

Ressam Leonid Afremov’un (1955-2019) bir tablosuna verdiği “Tutkunun Yalnızlığı” (Loneliness of Passion) ismi düşündürmüştü beni. Tutku yalnızlık getirir mi diye, ne dersiniz? İstanbul’un köylerinden birinde dünyaya gelen kızın yaşamına baktığınızda olabilir diyebilirsiniz.

Çocukken en büyük isteği zirvelere çıkmak, gökyüzüne uçmaktı. Adımını attığı, kapısından girdiği her yerde tutkusu, azmi, çalışması onu hayal ettiği, hedeflerine koyduğu her sahneye çıkartmıştı, sesi ve varlık sebebi olan şarkılarıyla.

Gençlik yıllarımızın Boğaz’ın karşı tarafındaki piknik yerlerinden birisiydi Polonezköy.

Polonya kökenli insanların yaşadığı yemyeşil tabiatı, bahçeler içinde kaybolmuşçasına evleri, doğasıyla çok güzel bir kırsal köydü anılarımda kalan. Bugün hemen her yer gibi betonlaşmış olabilir.

Polonyalı devlet adamı ve siyasetçi Prens Adam Jerzy Czartoryski ( 1760-1861 ) tarafından satın alınan bu topraklara ve bu Polonya köyüne ilk olarak Adam'ın Tarlası manasına gelen Adampol adı verilir. Sonrasında ise Polonez Karyesi adını alır.

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 0

Polonezköy Hakkında (Genel Bilgiler, Tarihi, Aktiviteler) (polonezkoy.com)

Sadece Polonyalıların yaşadığı bu köye Safranbolulu Hasanzade İbrahim Bey nasıl gelmişse, köye aşık olmuş. O başka bir konu… Polonyalı Katolik bir ailenin kızı olan Alexandra Angela Minakovska ile evlenir ve 1928 de doğan kızlarına Leyla adını verirler. Leyla’ya müzik aşkını, evde piyano çalan, Lehçe şarkılar söyleyen annesi aşılar.

Baba İbrahim, kızı daha 16 yaşındayken hayata veda eder. Leyla İtalyan Lisesi'nde okurken Eugenio Hilinski adlı Polonyalı piyano hocasına aşık olur ve onunla evlenmek ister ancak ailesi bu evliliğe karşı çıkar. Bu aşkın önüne geçemeyeceğini anlayan aile, kızlarını yakın tanıdıkları varlıklı bir aileden bankacı İbrahim Gencer ile evlendirdiler.

O günde sonra artık Leyla Gencer olarak bilinir.

Eğitimi ise en yoğun şekilde devam ediyordu. Bir taraftan İtalyan Lisesi, öte yandan İstanbul Devlet Konservatuarı, değerli hocaların öğrencisi olmak, Muhittin Sadak, Cemil Reşit Rey, Fransız Reine Gelenbevi gibi.

Hepimizin hayatlarında önemli kırılma noktaları vardır, tıpkı onun da kapısını çalan rastlantıların getirdiği şanslar gibi… Tabii eğitimin ve alt yapın hazırsa. Ünlü İtalyan soprano Giannina Arangi Lombardi ile tanışması belki de hayatının geleceğini şekillendirecekti. Hem opera konusunda hem şıklığı ve kendine bakımıyla rol modeli olarak Leyla Gencer’in rol modeli olmuştu.

Leyla Gencer, Devlet Tiyatroları Operası'nda koroda görev yapmaktayken Ankara'ya geldiği yıl (1950'de) sahnelenmeye başlayan Cavelleria Rusticana operasında Santuazza rolü ona verildi, Gencer'in opera kariyeri bu rolle başladı.

Çalışmak, çok çalışmak insana yeni kapılar açar. Ankara Operasında devam eden başarıları ilk defa 1953’de Türkiye ile İtalya arasında imzalanan Kültür Anlaşması çerçevesinde bir radyo konseri vermek için Roma’ya gider.  Bu konserin başarısı üzerine Napoli Yaz Festivali'nde sahnelenen Cavelleria Rusticana başrol üstlenmek fırsatını elde eder.

Bir sonraki sezon Napoli San Carlo Operası’nda Eugenio Onegin ve özellikle Madam Butterfly başarışı ile Napolilerin sevgisini kazanır. Artık uluslararası kapılar açılmış şöhreti dünyaya yayılmıştır.

Hayaller, hedefler, çok çalışma ve kariyerindeki tutkusu onu kısa zamanda kendisine koyduğu hedefe ulaştırmıştı. Neydi o hedef, Milano’nun dünyaca ünlü “ La Scala” da sahneye çıkmak. 26 Ocak 1957 gecesi sahneye ilk adımını atmıştı.

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 1

La Scala | History, Operas, & Facts | Britannica      

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 2

La Scala - Aralık 2019

Foto:Fd

Sahneye konan opera eseri için aylar öncesinden bilet almak gerek. Tabii biz de oradayken bilet bulamamıştık. Ancak Binayıve Müzesini gezmiştik. Yukarıdaki ifade ilgimi çekmişti.

Milano’da, yabancı olduğunuzun anlaşılması için, sormanız yeterli:

Bu akşam La Scala’ya gidiyor musun? Gereksiz, boş ve yararsız bir soru.

Milan halkının birbirine sormadığı bir şey. Akıllarında şüphe yoktur. Birinin hala hayatta olup olmadığını sormak gibi.

Franz Liszt

Teatro alla Scala, Avusturya imparotoriçesi Maria Theresa’nın himayesinde, 26 Şubat 1776’da kuruldu.

16 Çocuklu Kraliçe: Maria TheresaViyana'ya gidip de Schonbrunn Saray'ını gezmeden geri dönen olmamıştır sanırım. Tabii ki en çok ilgi çeken ve 'Ne kadınmış...' dedirten Kraliçe Maria Theresa olmuştur. En azından benim için öyle...

Büyük neoklasik mimar Giuseppe Piermarini tarafından tasarlanan La Scala, 3 ağustos 1778’de Antonio Salieri’nin operası L’Europa Riconosciuta ile Mattia Verazi’nin bir librettosuna açılıdı.

9 dakikalık video:

La Scala, the heart and soul of Milan - YouTube

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 3

La Scala -  Aralık 2019

Foto:Fd

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 4

La Scala - Localardan bir bölüm

Foto:Fd

Museo Teatrale Scala (La Scala Tiyatro Müzesi) genel olarak La Scala tarihine ait tablolar, taslaklar, heykeller, kostüm ve diğer belgelerin bir koleksiyonunu içermekte.

Sadece sanata ilgili ve opera severler tarafından değil herkes tarafından ilgi ile gezip görülecek tarihi yaşatan harika bir müze. Ünlü sanatçılar heykelleri, tarihe not düşülmüş ünlülerin fotoğrafları ile de bezenmiş olaraktan.

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 5

La Scala Tiyatro Müzesi - Aralık 2019 

Foto:Fd

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 6

Müzeden Bir Başka Bölüm

Foto:Fd

1960’larda mesleğinin doruğuna çıkan Leyla Gencer hiç bilinmeyen operaları da seslendirmeyi sürdürmüş. 1985’de sahnelere veda etti. Sonrasında genel sanat yönetmenliği, opera yorumu üzerinde dersler vermeyi, seminerler, konferanslar, “Uluslararası Şan Yarışmasının” kuruculuğu ve 10 Mayıs 2008 de Milano’daki evinde 80 yaşında hayata veda etti. Kendi vasiyeti gereği külleri 16 Mayıs günü Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasındaki yapılan bir törenden sonra Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına döküldü. Törende Mozart’ın Requiem’i, Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından seslendirildi.

 

Bir dakikalık video:

15 dakikalık yaşamının çok güzel özeti video:

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 7

Leyla Gencer- La Scala Tiyatro Müzesi- Aralık 2019

Foto:Fd

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 8

Evita Peron, Angela Merkel  

La Scala Tiyatro Müzesi

Foto:Fd

Polonezköy’den La Scala’ya resim: 9

Maria Callas...  La Scala Tiyatro Müzesi

Foto:Fd

2018’de İstanbul’da anısına “Primadonna ve Yalnızlık” adlı sergi açılır, “ La Diva Turca” ya saygı olarak.

Serginin isminde geçen “Yalnızlık” ifadesini ise şu sözlerle açıklıyor Yekta Kara:

“Her primadonna yalnızdır. Esasen yaratıcılık sürecinin ‘olmazsa olmaz’ koşuludur yalnızlık. Bunu kesinlikle olumsuz manada almıyorum. Zirvede o sınavları verirken de sadece rakiplerinizle değil, asıl önemlisi, kendi kendinizle yarışırken de sahnede arkanızda yüz kişilik koro olsa dahi yalnızsınızdır. Hazırlık sürecinde, gösteri anında hep yalnız.

Leyla Gencer, evrensel boyutta kariyer yapmış, La Scala’da yani opera evreninin tartışmasız en önemli kurumunda elli yıl baş tacı edilmiş, hâlâ önünde saygıyla eğildiğimiz ve her zaman eğileceğimiz, ülkemizin yetiştirdiği efsanevi bir sanatçı. Opera sanatçılığının sadece ses ve teknikten ibaret olmadığını kanıtladı”

“Tutkunun Romanı- Zeynep Oral” – İçinin ateşiyle yeryüzünü tutuşturmaya hazır, acıyı ve sevinci, korkuyu ve öfkeyi, dostlukları ve ihaneti, aşkı ve nefreti, kendi özel bahçesinde yeşerten, güçlüklere, engellere, baskılara meydan okuyarak savaşmaktan yılmayan; yeryüzü uçurumlarını sınayan Leyla Gencer’in, La Diva Turca romanıdır. Onu hep uçurumların kıyısına götüren tutkusu ve sesiydi.

Tiyatro Müzesi - 1838-1902

Foto:Fd

Historical Figure Guido Visconti Dı Modrone

https://en.wikipedia.org/wiki/Visconti_di_Modrone

23 Ekim 2021

Heybeliada

Kaynakça:

Leyla Gencer Kimdir? Hayatı, Biyografisi (iyikigormusum.com)

Zeynep Oral : ‘Primadonna ve Yalnızlık…’ (cumhuriyet.com.tr)

‘Her primadonna yalnızdır’ (cumhuriyet.com.tr)

Sergiler | Borusan Sanat

Aşk, her zaman her yerde hep aynı (cumhuriyet.com.tr)

Çatı Katı Seminerleri – Ocak 2020 – Tdinamik

History - Teatro alla Scala

La Scala - Vikipedi (wikipedia.org)

Polonezköy Hakkında (Genel Bilgiler, Tarihi, Aktiviteler) (polonezkoy.com)

LONELINESS OF PASSION - ORIGINAL Oil Painting On Canvas By Leonid Afremov - Size 24"x30" (60cm x 75cm)

 

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Candaş Özden
Yazını okuyunca yaşadığım güzel bir anımı paylaşmak istedim. 1962 ya da 63, Aya İrini’de Leyla Gencer’i izliyoruz. Lise çağı öncesi bir kaç sene yaşadığım Ankara tam bir sanat kenti opera başta olmak üzere. Daha 13 yaşından itibaren sevdalısı olmuştum operanın ve dünya çapında olacak gururumuz sopranonun. Leyla Gencer arya söylerken birden güvercinlerin havalandığı görüldü. Bunu gördüğü an Keyla Gencer hemen yere çöktü kollarını ilş yana açarak ve yakkaşık beş dakika sessizliğe büründü .Salon huşu içinde iştirak etti bu güvercinlere olan sevgi sessizliğine. Ne zamanki güvercinlerin kırpışlamakarını bitirdi o zaman artasına decam etti. Salon alkıştan yıkılıyordu
Nevin Peşkircioğlu
Fethi Bey, Efsane sanatçı Leyla Gencer ‘i saygıyla anma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Bu güzel anlatımda başka bir derinlik hissettim, la Skala ‘ya hiç gitmedim ama önünde durup sanatı içimde hissetmeye çalıştım bir çok kez. Belki bir gün Leyla Gencer anısına gidebilirim la Skala’ya Bu güzel yazıyı bir kez daha keyifle okumak için , İzninizle… Nevo
Nesrin Tezcan
Hepimizin hayatının kırılma noktalarının getirdiği şanslar ve şanssızlıklar... Harika anlatımınız, çok güzel fotoğraflarınızla yaşama dair, sanata dair biyografik bir dokunuş. Ben çok keyif aldım okurken. Kaleminize sağlık✒👏👏💐
Efnan Akpulat
La diva Turca bana kalırsa zincirlerini kırmış Yunus Emre’nin "Bir ben var benden içeri..." dediği ben’e ulaşmış üstün bir değerdir. Belki de o tutku dediğimiz kavram benin ötesindeki bendir. Kim bilir o ben belki de candır... Yazınızla beni derin düşüncelere sürüklediniz. Kaleminize, yüreğinize sağlık...
Şima Filizer
Leyla Gencer’in hayatının detaylarını gerçekten bilmiyordum; sizin vesilenizle ve paylaştığınız BBC Türkçe Arşiv Odası belgeselindeki Zeynep Oral söyleşisi ile öğrendim Fethi bey; gönülden teşekkür ediyorum. Devamını getireceğim elbette çok daha fazlasını hak eden bu eşsiz sanatçımızın eserlerini dinlemeye; hayatı ile ilgili okumaya… Ruhu şad olsun; ne mutlu ki yetiştirdiği öğrenciler ve bıraktığı eserler ile her daim yaşayacak; her nesilden insana o zaman ötesi sihirli çubuğu ile dokunacak.