Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı

Bazı hikayeler vardır, yaşanmıştır ve çoktan unutmuşsundur. Bir vesile ile seneler sonra bir şey hatırlatır sana onu ve sorarsın paylaşmış olduğun muhatabına sonrasında ne oldu, anlatsana diye...

Bazı hikayeler vardır, yaşanmıştır ve çoktan unutmuşsundur. Bir vesile ile seneler sonra bir şey hatırlatır sana onu ve sorarsın paylaşmış olduğun muhatabına sonrasında ne oldu, anlatsana diye...

Uluslararası denizlerde yük taşımacılığı mukavelelerinde bir madde bulunur. Taraflar arasında uyuşmazlık çıkması halinde hakeme müracaat edileceği hakkında. Standard kontratlarda tahkim mahalli Londra’dır (Arbitration in London). Uluslararası tahkimde tarafların birer temsilcisi ve tarafsız hakemi bulunur.

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 0

Copenhagen- Christianshavns Kanalı, çok sayıda ev ve yelkenli, yüzebilen her şey ile hareketli yelken topluluğu ile ünlüdür.  

Tahkime gidilmesi durumlarında şirketimizin temsilcisi Danimarkalı bir avukattı. Bir gün beni aradı ve evlenmek üzere olduğunu, balayını İstanbul’da geçirmek istediğini söyledi. O zamanlar bünyesinde restoran ve butik otel de bulunan Hidiv Kasrı’nda yer ayırtmıştım. Nisan 1986, aynı günlerde Danimarkalı iş ortağımız birkaç günlüğüne İstanbul’a gelince harika günler yaşamıştık. Mersin ve Karadeniz Ereğli temsilcilerimizi de davet ederek kadroyu tamamlamıştık.

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 1

İstanbul’da bir tavernada kutlama! 04.04.1986

Sırayla: Kd. Ereğli Nihar Kışlalı, Alpina Denmark Per Kampmann,  avukatımız Peter ve eşi Pia Schaumburg( Balayındalar), Alpina İstanbul  Fethi Denizmen, Mersin  İzzet güngör ( Late ), ortağım ve halen yakın dostluğumun devam ettiği Güven Tangöze. 

Ayakkabı Boyacı Sandığı

Birkaç sene sonra Danimarkalı avukatımız Peter Schamburg, bizden İstanbul’da daha önce görmüş olduğu ayakkabı boyacı sandığı getirmemizi arzuladı. Aradık taradık bulduk bir sandık. Ama uçakla nasıl götüreceğiz? Gittik bir koltuk tamircisine sandığa bir güzel kılıf dikti de öyle uçağa verebildik.

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 2

Kopenhag- Mayıs 1993 / Peter Schamburg evi önünde, ayakkabı boyacı sandığını kendisine teslim anında çekilmiş bir fotoğraf.

Eski fotoğraf albümlerini karıştırırken bu fotoğrafı görünce kendisine ilettim ve sordum akıbeti ne oldu bu sandığın diye... Devamını kendi anlatsın bakalım ne olmuş;

‘’Sevgili Fethi,

İyi bir arkadaşım vardı, P&I Club (Protection and Indemnity Club / Gemi yükü ile ilgili kasko gibi sigorta) iyi bir çalışanı iken işini kaybetmişti. Bir süredir işsiz dolanıyordu.

Kopenhag’da sizin İstanbul’daki gibi ayakkabı boyacılarımız yoktu. Boyacılık mesleği altmışlı yıllarda son bulmuşu. Ayakkabılarınızı hiçbir yerde boyatamaz parlatamazsınız. Otellerde bile ayakkabılarınızı sabahları pırıl pırıl bir şekilde geri döndürmek için odanızın dışına koyamazsınız.

Bu yüzden arkadaşıma yepyeni bir meslek sağlamak için İstanbul’da gördüğüm gibi bir ayakkabı boyacısı sandığı almaya karar verdim. İşte tam burada sen resme dahil oldun ve senden bana bir tane Kopenhag’a gelirken getirmeni istedim. Zira açık olan profesyonel bir meslek olarak görmüştüm ayakkabı boyacılığını.

Kariyerinde yeni bir basamak taşı olarak gördüm ayakkabı boyacılığını ve ona ilerleyebileceği yeni bir iş imlanı sağlayacağı. Bu düşünceler ve umutla sandığı kendisine verdim, Kopenhag caddelerin birinde ayakkabı boyar ve parlatırken düşleyerek piyasasının bomboş olduğu bir yerde.  

Her gün işsiz şekilde öylece uzanamazsın, bir şeyler yapmalısın ve bir ayakkabı boyacısı olarak başlayabilir, seni nereye götürdüğünü görebilirsin.

Maalesef işe yaramadı, bir keresinde bana işsizlik yardımlarını “mevcut olmayan” sermayesinin faizi gibi gördüğünü söyledi.

Sonra mı ne yaptım, birkaç yıl boyunca sandığa iyi bir yuva bulana kadar evin bodrumunda muhafaza ettim. Şehrin yaşadığım bölümü olan Valby’deki ana caddedeki yerel kunduracıya hediye ettim.

Ayakkabı boya sandığına iyi davranmış ve vitrinine koymuş olup sana resmini gönderiyorum. Sandığın da bu kadar belirgin şekilde sergilenmekten çok mutlu olduğuna eminim.’’

Sevgiler 

Peter Schaumburg-Müller

Advokat (H) / Attorney

10 Haziran 2021

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 3

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 4

Sandığın yakın plan görünümü. (Sarı madeni kısımlarını kaul ile parlatmasını önerdim resmi görünce!)

Küçük Deniz Kızı

Kopenhag denince sorsam aklınıza ilk ne gelir diye, sanırım çoğunuz “Küçük Deniz Kızı (Little Mermaid) heykeli diye cevaplar. Şehrin simgesi olan bu heykeli yakınına gittiğimizde gerçekten şirin ve fakat çok küçük olduğunu gördük. Heykelin yüzündeki hüzünlü ve melankolik ifadenin nedeninin gelin yazdığı masallarla ünlü Hans Christian Andersen’in 1836’da yazdığı masaldan dinleyelim.

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 5 

The Little Mermaid Heykeli önünde – Mayıs 1993

“Okyanusların diplerinde yaşayan küçük prenses deniz kızına büyükannesi yeryüzünü anlatırmış. O da çok merak edermiş. On beş yaşına geldiğinde okyanustan çıkıp ay ışığında kayaların üzerine oturup büyük gemilerin geçişini izlemene izin verilecek, ormanları ve kasabaları da göreceksin demiş büyükannesi.

Ve sonunda on beş yaşına geldiğinde yaşlı kraliçe dul büyükannesi “gel, seni kardeşlerin gibi süsleyeyim!” diyerek yüksek rütbesinin bir işareti olarak sekiz büyük istiridyenin prensesin kuyruğuna bağlanmasına izin verir. Küçük deniz kızı prenses hoşça kal diyerek bir balon kadar hafif ve pırıl pırıl suyun içinden geçer.

Bir gün batan gemiden boğulmakta olan bir prensin hayatını kurtarmayı başarır. Prense karşı içinde duygular yükselir. Deniz cadısından, güzel sesi karşılığında bacaklara sahip olur.  Prense olan aşkı onu, insan olmak için o efsane olmuş güzel sesinden ve denizkızı kuyruğundan vazgeçirmiştir.

Bir gün anlar ki eğer prens bir başkası ile evlenirse küçük deniz kızı dalgaların üzerinde köpüğe dönüşecek ve sonsuza dek ortadan kaybolacaktır. 

Masal trajik bir şekilde bitmekte prensine kavuşamayınca soğuk deniz köpüğüne dönüşerek.

Masalın tamamı için;  Hans Christian Andersen : The Little Mermaid (sdu.dk)

Carl Jacobsen “The Little Mermaid” balesini izlediğinde etkisi altında kalır ve Danimarkalı Heykeltıraş Edvard Eriksen’den küçük deniz kızı heykelini yapmasını ister.

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 6

Kopenhag- Flakfortet adasına gidiş

93 Mayıs’ında isim babası olduğumuz Alpina Denmark- Per Kampman daveti ile Bimco (The Baltic and International Maritime Council) yıllık toplantısı vesilesi ile gittiğimiz Kopenhag’da kaldığımız sürede şehri ve karşı sahildeki Malmö kenti ve civarı gezmekten çok memnun kalmıştık. Per Kampman ve eşi bizi kendi tekneleri ile insan yapımı Flakfortet Adasına götürmesi ve tekne seyri unutulmazlarımız arasındaydı.

Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 7

Per & Beth Kampmann’a teşekkürlerim… (Thanks Per for your kind invitation and hospitality) Flakfortet yolunda.

Eşlik eden Gülay Tangöze - Mayıs 1993

 Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 8

Alpina İstanbul & Alpina Denmark Bimco Toplantı sonrası

Kopenhag’dan Malmö’ye 1975’te on kişilik uçakla gitmiş ve uçak havalanırken inişe geçmeye başladığında hemen en arkada oturan hostesin rahatlığını görünce bende rahatlamıştım. Seyir sadece on dakika sürmüştü. Daha sonraki gidişlerimde hovercraft, katamaran ile geçmiştim. Şimdilerde, 1999’dan beri Öresund köprüsünden geçilmektedir.

 Kopenhag, Ayakkabı Boyacı Sandığı ve Küçük Deniz Kızı resim: 9

Hotel i hjertet af København | 71 Nyhavn Hotel

Küçücük Şirin Bir Liman Nyhavn- Copenhagen

Şehrin göbeğinde 1843’te hizmete açılan, Andersen ve Walt Disney’in sık sık ziyaret ettiği, Tivoli bahçeleri ve oyun parkı da ilgi çeken yerlerden.

13.06.2021

Heybeliada 

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Giorgio Denaro
If I am here today Alpina is certainly one of the reasons….I met for the first time with the shareholders, Fethi Denizmen and Guven Tangoze, in 1996 at their office in Levent. They had welcomed me to their office as a new member of the family and I felt so from day one. These were the days when internet was just beginning. I remember spending my days (and nights) trying to get a connection with the dial-up of Superonline, back then the only provider. At that time we were working in the office with the telex machine, even the one with the yellow tape, and the fax…. Shortly thereafter the e-mailing system Comtext come into shipping and made our daily life easier. This was allowing us to do circulars by sending a single telex text message to Comtext, which in turn was spreading it to all our address book we had previously provided them. In such way we had to send only one telex message instead of the many we were used to send one-by-one before Comtext
Giorgio Denaro
And then internet e-mail started to take over to become ‘’the only e-mailing system’’ as it is still today. I remember well that we were used to have lunch at the office these days and the delicious taste of the Kadinbudu kofte made on the spot by Ibrahim Bey… Hatice in the office was helping me with my language struggles. These days I was practically living in the office, many nights as well with the company of a large Domino Pizza from the shop downstair. Fethi and Guven had introduced me to their friends and with most of them we are still in close touch. And then all of sudden they called the day and they left Alpina in my hands. I have always been working hard to keep Alpina a successful and respected company, and I hope Fethi and Guven are happy and proud of this. Thank you!
Giorgio Denaro
Grazie a te 🙏🙋‍♂️
Per Kampmann
About 40 years ago I started a shipping cooperation with Fethi Denizmen and Guven Tangoze which was the beginning to a long and close friendship and many visits. Thank you for the good times we had in Copenhagen and Istanbul which I will never forget. I remember clearly that I called you Fethi to ask your permission - we were already working together in my previous job with Monsted Chartering - and you said "yes", I also remember you said Alpina is a mountain flower in the Alps and I have been proud of the relation with you guys since then
Engin Şener
Harika anılar Fethi kardeşim
Gülay Tangöze
Feti ve Gônül birlikte yaptığımız bir birinden güzel seyahatlerde biri de Danimarka seyahati idi . Aklımdan çıkmayan kısımları Otelimiz çok özel otantik zamanda yolculuğa çıkmışız gibi hiç beklemediğimiz tarz oteldi etkilenmiştim.Sabah kahvaltılarında balık ürünlerinin çeşitliliği ne kadar enteresan gelmişti. Tivoli eğlence bahçeleri ,çok büyük bir şaşkınlık ile izlediğimiz Deniz kızı heykeli 'nin ne kadar küçük olduğu ve de yelkenli ile gittiğimiz ada gezintisi her daim hatırımda.Anlattığın yazında hepsi gôzümün önünde canlandı bir kere daha büyük keyif ile okudum.
Güven Tangoze
Danimarka'ya "Bimco" toplantısına gidişimiz ve orada konakladığımız antika otelimiz dün gibi anılarımda taptaze durmakta ve senin bu yazın herşeyi sinema şeridi gözümün önünden geçirdi Fethi'ciğım.Sana sonsuz teşekkürler. The little mermaid heykelini görmeye gittiğimizi de unutamam zira büyük bir heykel ararken minimini bir heykelle karşılaşmamızı ve hayretimizi unutamam. Aynı duyguyu Bremen'de meşhur "Bremen mızikacıları" heykelini ararken önünden beş kere geçtikten sonra birisi bize göstermişti ve boyu bir metreyi geçmeyen bir heykelcikti. Bay Per Kapmann ve ofis çalışanlarıni her zaman güzel hatıralarla anıyorum.Boyacı sandığı ise başlı başına bir olaydı. Eline sağlık Fethi.
Ethel Hazar
Ne güzel anılar toplamissin Fethi ağabey Valla Andersen den masallar gibi okuyorum Ve bir zamanları hatırlıyorum 💕
Ceyda Yılmaz
Pazar günü oturduğum yerden yazınızla uzaklara gitmek çok güzeldi.. İyi pazarlar.
pinar v.
Boyacı sandığı hikayesi harika!
Saim Oğuzülgen
Degerli Dostum. Kopenhag hikayen. Çok hoşuma gitti. Tebrikler. Sevgiler.
DAHA FAZLA YORUM GÖSTER