Adalıların Umutla Beklediği

Rum, Ermeni ve Yahudi insanları ile birlikte çocukluk yıllarımın ve gençliğimin geçtiği Sarıyer’i huzur ve eğlence içinde yaşadım. Heybeliada’da yaşayanlar da çoğunluğu Rum olanlar ile aynı güzellikleri yaşamışlar.

Rum, Ermeni ve Yahudi insanları ile birlikte çocukluk yıllarımın ve gençliğimin geçtiği Sarıyer’i huzur ve eğlence içinde yaşadım. Heybeliada’da yaşayanlar da çoğunluğu Rum olanlar ile aynı güzellikleri yaşamışlar.

Heybeliadalılar bugün geçmişin güzelliklerini o renkli güzel komşularından mahrum, eskileri ise sadece anılarında ve sohbetlerinde yaşatabilmektedir. Apukuryalar, paskalyalar gibi bayramların paylaşıldığı komşuluklar yok artık. Terk ettiler buraları, başka diyarlarda geride bıraktıkları anıları ile birlikte yeni başlangıçlarda yaşama devam etmek üzere… Sanki ışıltılar ve renkler azalmış, beraberinde götürmüşlerdi.

Yaşamış oldukları yuvalarını bazısı giderken satmış bazısı terk etmişti. Hala önünden geçtikçe yaşanan hayatları düşündüren, hüzün veren, hani gelseler de hikayesini anlatsalar diyen, içinde tekrar yeni hayatlar yaşansa yıkılıp kaybolmasalar bari diye iç geçirdiğin evler, mekanlar, yuvalar…

‘’Onlar Gidince Yavan Kaldık’’

Mediha Özgül Güner

''Heybeliada’da doğup büyüyen biri olarak kendimi şanslı hissediyorum, doğasıyla, deniziyle, balıklarıyla, kültürüyle, insanlarıyla (Rumlar, Yahudiler) çok güzel bir mozaiğe sahipti. Onlarla bir arada kardeşçe yaşamak çok keyifliydi. Hele paskalyalarında bize paskalya çöreği (sakızlı, mahlepli) ikram ederlerdi ki tadı hala damağımda, şimdi öylesi asla yok. Beyaz peynirimizi mösyö Andon’dan, beyaz gömlekli pırıl pırıl kasap Toma’dan etleri, müthiş lezzetli unlu mamulleri de fırınımız Mösyö Hristo’dan alırdık.

Genelde uygar, medeni, yaşamayı bilen insanlardı. Cuma akşamları kadınlar saçlarını yaptırır, çok şık bir şekilde iskeleye iner, eşlerini vapurdan karşılar, yemeğe gidip sirtaki oynayıp çok eğlenirlerdi. Ben de onlara çok özenir, izlemekten zevk alırdım.

Eskiden kalan tarih kokan mekânımız ‘HALKİ PALAS’ hem konumu hem eğlenceleri ile adamıza renk katardı. Ünlü sanatçılar gelir, konserler verirdi. Papatya Kafede gençlik yıllarımın unutulmaz anıları ile dolu mekanlarımızdan biriydi.

Benim okuduğum lisenin adı da ünlü yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar, şimdi evi müze oldu. Adada birçok ünlü yazarlar (Ahmet Rasim gibi), tiyatrocular yaşamıştır.

Rumlar ve Yahudilerle birlikte yaşamış ve çok şeyleri paylaşmış olmak, onların hayata bakışlarını, yaşam tarzlarını özümsemiş olmak güzeldi. Birlikte mutlu anılar yaşadık, onlar gidince yavan kaldık. İyi ki o kültürü almışım. Şimdiki hayatıma çok etkisi oldu. Çünkü mutluluğu yakalamaya çalışan biri oldum.'Adalı Mediş

Yeni başlangıçlar sadece insanlar için midir? Terk edilmişliğin hüznü ile insanları bekleyen yılların eskitemediği mekanlar, yapılar da bekler yepyeni başlangıçlara kavuşmayı, yeni hikayelerini yazmayı... Ada sevdalısı Akillas Millas, İstanbul doğumlu, Büyükadalı bir Rumdur.  “Adaların yok olmaya yüz tutmuş evleri’’ hakkında kendi çizimleri ile harika bir risalesinden çok etkilendim. Sonraki yıllarda yazar tarihe not düşen birçok eser daha vermiştir.

Sahiplenmeyi Bekleyen Halki Palace  

Adalıların Umutla Beklediği  resim: 0

Fotoğraf: Fethi Denizmen / 02.07.2021

1850’lerde inşa edilen ve çok uzun yıllar otel olarak kullanılan, iki kez yangın gören bu muhteşem eser son yıllarda terk edilmiş olarak akıbetini beklemekte maalesef.

Binanın “gaip” olan varislerinden birinin ortaya çıkması sonucunda başlayan ve bitmeyen hukuki süreç nedeni ile korunması, çürümeye terk edilmemesi ve yeniden açılması en büyük temennim.

Eş dost gelip kaldığı, beş çaylarını, akşam yemeklerini tüm güzellikleri ve muhteşem manzarası, zarif servisleri ile sunduğu bu muhteşem mekân özleyenlerini kabul etmek için sanki içten içe sabırsızlanmakta…

Hafta sonları balkonumdan şık giyimli hanımları ve beyleri, tatil ve toplantılarını bir arada geçirmek için gelen çalışanları izlerdim. Bazen gelin ve damat misafirleri ile geçerdi. Biraz sonra icra edilecek düğünleri için davetlilerle birlikte.

Çam Limanında Yeni Başlangıç Bekleyen Heybeliada Sanatoryumu    

Ormanın içinden geçerek Çam Limanı’na giderken gördüğüm, Heybeliada Sanatoryumu’nun    seyrine doyamazdım, harika bir eserdir. Bazen Portofino’yu bile anımsatır, bulunduğu yerin muhteşem güzelliği ve manzarası ile. 

Heybeliada İskelede inip, ana caddeden hiç sapmadan yürüdün mü, dünyayı ilk dolaşan Macellan gibi yine iskeleye varırsın. Tempona bağlı olarak 70-80 dakikalık çam ve yosun kokulu bir orman yürüyüşü. Giderken Terk-i Dünya Manastırına uğrarsan, Papillion (Kelebek) filmindeki terkedilmiş adanın denize bakan yamaçları gözünün önüne gelebilir, filmi izlemişsen eğer. Sonra hafif bir inişle Çam Limanı, demirlemiş tekneler, çay kahve deniz keyfi ve karşında muhteşem duruşu ile Sanatoryum binası.

Papillion filminin fragmanı!

20 Haziran Pazar günü yürüyüşümüzü tepe yamaçlarındaki “Aşıklar Yolu”nda yaptık. Çamlar arasından kuş cıvıltıları ile bol fotoğraf ve video çekimi sunan muhteşem Çam Limanı, deniz, doğa manzaraları ile.

Adalıların Umutla Beklediği  resim: 1

Aşıklar Yolu- Heybeliada / 20.06.2021

Fotoğraf: Fethi Denizmen

İskeleden çıkıp, Halki Palace’i geçtikten biraz sonra bu yola saparsanız Çam Limanı’nı tepeden izleyerek yaklaşık 50 dakikada iskeleye dönmüş olabilirsiniz temponuza bağlı olarak. Aşıklar yolu bitince karşınıza aşağı meyilli kaldırım taşlı bir yol çıkacaktır, o yoldan devam ediniz, solunuzda Rum ve Türk mezarlıkları göreceksiniz.

Adalıların Umutla Beklediği  resim: 2Aşıklar Yolu- Tepeden Denize Bakış / 20.06.2021

Fotoğraf: Fethi Denizmen

Heybeliada Sanatoryumu 1924 yılında Atatürk'ün talimatıyla Heybeliada Çam Limanı Mevkii’nde 16 yataklı olarak kuruldu. 1940’larda idare ve çalışanlar için ayrı binalar inşa edilerek hastanenin imkânları genişletildi. Hastanede ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve edebiyatçı yazar Rıfat Ilgaz, şair Ece Ayhan Çağlar gibi ünlü isimler tedavi gördü. 1954 yılından itibaren rehabilitasyon merkezi ve hemşire okuluna da ev sahipliği yapmaya başladı.

Yılmaz Erdoğan’ın muhteşem “Kelebeğin Rüyası” filminin bazı sahneleri burada geçmektedir.

Filmin fragmanı|Kelebeğin Rüyası 

Ve Kelebeğin Rüyası|Heybeliada Yolcusu

Adalıların Umutla Beklediği  resim: 3

Heybeliada Sanatoryumu ve Çam Limanı (20. Yüzyıl İlk Yarısı, Adalar Müzesi Arşivi)

Hastane güneye bakar. İstanbul’un hâkim rüzgârı poyraza kapalıdır. Çam ağaçlarıyla kaplıdır ve adanın bu bölümü Ege-Akdeniz ikliminin tipik özelliklerini taşır. Gün boyu güneş alır. Ada merkezinden uzaktır ve sessizdir...

Akillas Millas, Halki kitabında arazinin Aya Yorgi Manastırı’na ait olduğunu söylemektedir. “Heybeli sakinleri buraya, en tepesinde yine Sofyanos’un işlettiği bir gazinonun adı yüzünden Mağeftiko Vunaki, yani "Büyüleyici Tepecik" de derlerdi. Geçen yüzyılın başlarında Bahriye, Deniz Harp Okulu’ndaki hasta öğrencilerin nekahet dönemi ve istirahati için, bu sempatik gazinonun yanına iki katlı bir bina inşa ettirdi. I. Dünya Savaşı sırasında Türklere esir düşen İngiliz General Towsend’in de gözetim altında tutulduğu bu iki katlı basit yapı, Heybeliada Sanatoryumunun ilk nüvesini teşkil etti.''

Verem ile savaşta çığır açan, on binlerce hastanın tedavi edildiği, yüzlerce uzmanın yetiştiği, binlerce akciğer ameliyatının yapıldığı sanatoryum; cerrahi, KBB ve diş servisleri; bakteriyoloji-biyokimya, röntgen, patoloji-sitoloji ve solunum fonksiyon laboratuvarları; eczanesi, yardımcı hemşire okulu ve rehabilitasyon tesisleri ile tam donanımlı bir göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi eğitim ve araştırma hastanesi olarak uzun yıllar hizmet verdi.

100 kadarı doktor ve hemşire olmak üzere, 250 personeli ve 660 yatak kapasitesi olan bu emektar hastane 30.Eylül.2005 tarihi itibariyle kapılarını kapattı. Kadroları ve tıbbi donanımları Süreyya Paşa Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne nakledildi.

 Adalıların Umutla Beklediği  resim: 4

Aşıklar Yolundan Çam Limanı ve Sanatoryum Binasının Görünümü / 20.06.2021

Fotoğraf: Fethi Denizmen

En kısa zamanda tüm yaşanmış hikayeleri olan terk edilmiş evlerin ve yapıların tekrar yepyeni hikayelerle, tüm canlılığı ve hayat doluluğu ile karşımıza çıkması umudu ve dileği ile.

02.07.2021

Heybeliada

https://denizkartali.com/heybeliada-oykulerinin-yola-cikis-hikayesievler-asklar-ve-gocler.html

https://adalidergisi.com/cms/2020-2029/2020/sayi-184-ekim-2020/makale/3239/adalar-in-sanatoryumlari-ve-heybeliada-sanatoryumu-uzerine

 

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Engin Şener
Fethi beni ağlatıyorsun
Nesrin Tezcan
Geçmişle günümüz arasında harmanlanan bilgileriniz & duygularınız bize de ulaştı. Ah Heybeliada vah demeyeceğim. Yaşanan o güzelliklerin tekrar yaşanabilmesi için optimist düşüncelerime sarılacağım, yavan kalmamayı dileyeceğim Fethi bey. Kaleminiz konuşmuş💐
Güler Yükselir
Sayenizde çok güzel bir yazı okudum.Teşekkürler.
Mustafa. Kemal Baş
Fethi Abicim o güzel kalemine vede tatlı kemalinle bizi eski anılara ve yaşanmışlıklara götürüyorsun.Gencligimizde Heybeliada Büyükada Burgazadası hafta sonlarımızın ailece vazgeçilmez ziyaretlerimizden gezinti ve mesire yerleri idi.Paytonlara binip adayı dolaşmak ayrı bir zevk ve eğlence idi.Ormanlarının içinde gezmek serinlemek tepelerden denizini seyretmek ayrı bir zevkti.Bütün bu güzellikleri ve yaşanmıslıkları ve bir arada sorunsuzca ve tüm güzellikleri paylaşan o degerli insanları bize tekrarı aktardığım için teşekkürler.Eline ve kalemine sağlık.Iyiki varsın Fethi Abicim.
Mustafa. Kemal Baş
Fethi Abicim o güzel kalemine vede tatlı kemalinle bizi eski anılara ve yaşanmışlıklara götürüyorsun.Gencligimizde Heybeliada Büyükada Burgazadası hafta sonlarımızın ailece vazgeçilmez ziyaretlerimizden gezinti ve mesire yerleri idi.Paytonlara binip adayı dolaşmak ayrı bir zevk ve eğlence idi.Ormanlarının içinde gezmek serinlemek tepelerden denizini seyretmek ayrı bir zevkti.Bütün bu güzellikleri ve yaşanmıslıkları ve bir arada sorunsuzca ve tüm güzellikleri paylaşan o degerli insanları bize tekrarı aktardığım için teşekkürler.Eline ve kalemine sağlık.Iyiki varsın Fethi Abicim.
Attila Kocataş
Sevgili Fethi Yazılarını zevkle okuyorum. Sen köşe yazarı olmalıymışsın her yazında değişik temalar işliyorsun. Heybeliada ; biz Denizciler için çok önemli bir yerdir. Çünkü ilk denizcilik okulunu kuran Hamit Naci Öndeşin mezarı buradadır. Sivil denizciliğimizin ilk adımını atıp bizi bu günlere ulaştıran Merhum Hamit Naci Öndeş’in ruhu şad olsun. Tebrik ederim. Yolun açık olsun. Sevgiler 🙏🙏🙏
Ceyda Yılmaz
Anılar öyle güzel anlatılmış ki yaşamamış olanlara bile tanıdık his ve özlem bırakıyor. Emeği geçenlere ve Kaleminize sağlık.
DAHA FAZLA YORUM GÖSTER