Neden Bir Hikayeniz Olmalı?

Her şey bir HİKÂYE ile başlar! Karşımızdakilerle ilişki kurarken sahne korkusunu kontrol etmenin en iyi yollarından biri hikâye anlatmaktır.

Her şey bir HİKÂYE ile başlar!

Hepimiz şu ya da bu nedenle toplum önünde performans sergilemek zorunda kaldık değil mi? Konuşma yapmak, kadeh kaldırmak veya sunum yapmak gibi… Girişimciyseniz, ortakları ikna etmeniz ve tabii ki ürününüzü veya hizmetinizi satmanız gerekir.

Toplum içinde konuşmak en büyük korkulardan ve fobilerden biridir ve sebepsiz değildir: hayatta kalma içgüdüsü, kendimizi güvensiz, tehdit altında veya stres altında hissettiğimizde vücudumuzun ve zihnimizin kontrolünü ele alır. Hemen hemen herkesin belli düzeyde sahne korkusundan mustarip olduğunu bildiğimiz gibi, güçlü, etkili konuşmalar yapmak için eğitilebileceğini de biliyoruz.

Topluluk önünde konuşma ve iletişim kursları ve eğitimlerinde en çok sorulan sorulardan biri şudur: Konuşmaya nasıl başlamalıyım?

Bu önemli sorudur, çünkü konuşmanın ilk saniyeleri tarzını ve ritmini belirler ve her şeyden önce katılımcılar arasında duygusal bir ilişki kurar.

Konuşma başlatmanın birçok yolu vardır. En çok kullanılanlardan biri, sunuma “ciddiyet” ve etki katmak için ünlü bir kişiden bir alıntı olabilir.

Çok yardımcı olan bir diğer şey ise espri yapmak.  Eğer birileri size gülebiliyorsa anında o ana hareket katar ve o konuşmada kalır. Bu yaklaşımla ilgili sorun, son derece riskli olmasıdır, çünkü şakanın da iyi yapılması gerekir. Kötü bir şaka da felakettir. Ne pahasına olursa olsun kötü şakalardan kaçının.

Ve tüm bunların yanında en iyi olan bir seçeneğe gelirsek eğer, karşımızdakilerle ilişki kurarken sahne korkusunu kontrol etmenin en iyi yollarından biri hikâye anlatmaktır.

Hikâyeler hep işe yarar. Bu kadar basit. Ve bunu birkaç nedenden dolayı yapıyorlar:

1. Hikâyeler duyguları harekete geçirir.

İnsanlar gerçekte rasyonel olmaktan çok duygusaldırlar. Kararlarımızın neredeyse %90'ı beynin duygusal merkezinden alınır. Hikâyeler, duygularımızı düzenleyen sinir yapılarını birbirine bağlayan unsurlara sahiptir: karakterleri, zorlukları, sürprizleri ve çözümleri vardır.

Hikâyeler sadece bilgilendirmekle kalmaz, sizi harekete geçirir ve ilham verir. Seyirci bu konuda bir şey yapmazsa, argümanlarla "ikna etmenin" pek faydası yoktur.

2. Hikâyeler dinleyiciyi içine çeker

Aynı hikâyeyi duyan iki kişi aynı şeyi duymaz. Her birimiz o hikayeyle farklı şekilde özdeşleşiriz. Hikâye anlatmak bir anlamda "O anla konuşmak" gibidir, çünkü her biri ihtiyaç duyduğu şeyi hikâyeden alır.

İyi bir hikâye dinlediğimizde, "duymam gereken şey buydu" diyebiliriz, çünkü beynimiz hikâyeyi sizin hikayeniz yapmak için gereken kısımları doldurur. İyi bir kitap veya iyi bir film hakkında hissettiğimiz şey de budur. Doğrudan bizimle konuşur, bizi harekete geçirir ve bizi değiştirir.

3. Hikâyeler bağlantı kurdurur

Hikâyeler birbiriyle bağlantılıdır. İki kişi hikâyeleri paylaştığında, beyin dopamin ve oksitosin salgılar (sevgi ve zevk hormonları), bu da her iki insanın da birbiriyle bağlantı kurmasını, benzer şekilde düşünmeye başlamasını ve birbirlerinin yanında kendilerini iyi hissetmelerini kolaylaştırır.

Bu da hikâyelerin akılda kalıcı ve tekrarlanabilir olmasını kolaylaştırır. Sonunda bize hissettiren şeyleri hatırlıyoruz.

4. Hikâyeler dikkat çeker

Hikâyeler izleyicinin dikkatini çeker, çünkü sadece kendi içlerinde komik veya heyecan verici oldukları için değil aynı zamanda beyinlerimiz tam döngüleri arayacak şekilde tasarlandığı için.  

Hikâye duymayı seviyoruz! Bu bizim DNA'mızda var. 

5. Hikâyeler insanları birbirine bağlar

Hikâyeler, ikna için kesin bir adımdır çünkü gerçekleri, sayıları ve argümanları indirmeden önce duygusal bağlantıyı kolaylaştırırlar. Hikâyeler, herkesin aynı takımda olduğu bir tartışma alanı hazırlar. İnsanları birbirine bağlar ve bu nedenle bir anlamda onları aynı masaya getirir; mesafe veya güvensizlik engelini yok eder.

Hikâyelerimizi arkadaşlarımıza anlatıyoruz. Bu nedenle birine bir hikâye anlattığımızda şunu söylüyoruz: ‘’Sen benim arkadaşımsın, sana güveniyorum. Bana güvenebilirsin.’’

Bir dahaki sefere mikrofonu elinize aldığınızda bir hikâyeyle başlayın. Hikâye anlatmayı öğrenirseniz, tarzınızı ve izleyicilerinizi kontrol etmenin ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz. 

Bol Şans!

Para Neden Bu Kadar Önemli? Tarihin en sıra dışı liderlerinden Korsikalı Napolyon, savaşı kazanmak için 3 şey lazım demiş ve saymış: PARA, PARA, PARA!

 

Yorumlar
Kalan Karakter 800