Super Agers
Birkaç gün sonra yeni bir yıla giriyoruz. Herkes bir yaş daha almış olacak. Bir zamanlar bırakın 50’leri 60’ları, dört onluk bile uzak gelirdi bana. Hiç unutmam, ofisimize gelen biriyle sohbet ediliyordu, "Ben 54 yaşındayım" dediğinde, "Ohoo, ben daha 50, daha çok yıl var" diye düşünmüştüm.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlGünler yavaş, seneler ise sanki ışık hızıyla geçiyor. Ne demişti Can Yücel mısralarında, “Bir bakmışsın sabah, bir bakmışsın akşam, akıp gidiyor zaman. Yıllar geçti, çocukluk bitti, gençlik gitti, renkler silindi. Son bahardayız belli, vakit, doya doya yaşama vakti."
Yaşamında biriktirmişsen samimi gerçek dostlar, varsa kuvvetli sevgi bağları ile örülmüş bir aile çevren, alıştığın konforunu temin edecek parayı biriktirmişsen, öyle güzel ve kaliteli geçer ki 80’den sonra hayatın, farkına varmazsın kaç yaşında olduğunun.
Elbette tam bir reçetesi yok sağlıklı yaşlanmanın, ancak takip edilesi öneriler olabilir bizlere sunulan.
İki çok yakın insan tanıdım, 97 yaşında, evlatlarıyla, geniş aile çevresiyle mutlu mesut, bir gün dahi şikayet etmeden yaşayan. Eğitiminin yanında o bir feylesoftu sanki. Yaşamının son noktasına kadar parlak zihni, neşesi ve bizleri de neşelendirmesi ile unutulmazlar arasındadır.
Diğer dostum —ki hala hayatta ve yaşamın tüm nimetlerinden faydalanmaktadır, kısa bir zaman öncesine kadar benimle stada gelir, maç izlerdi. Dedim, "Üstadım neye borçlusun 97 yaşının güzelliğini?" Dedi, “Enteresandır, annem beni doğurduğunda sütü olmadığı için beni sadece pirinç suyu ile büyütmüş. Bu, bir buçuk yıl sürmüş, sonra mamalara başlamışlar. Ben kırklı yaşlarımda günde 3 adet sigara içiyordum. 60 yaşımda tamamen bıraktım. Gündüzleri, fırsat oldukça, 2 saat şekerleme yaparım. Muntazam olarak doktorlarımı ziyaret ediyorum. Yaşamayı seviyorum. Yaşasın dostluklar!”
Bazı insanlar yaşlandıkça sadece yıllarını değil, zihinsel keskinliklerini de korurlar. İsimleri, yüzleri, anıları ve öğrenme istekleri yıllara meydan okur. Bilim insanları bu grubu “Super Agers” olarak adlandırıyor. Super Agerlar kronolojik yaşlarına rağmen çok daha genç bireylerle benzer bilişsel performans sergiliyorlar. Peki, bu bir genetik şans mı, yoksa bilinçli yaşam seçimlerinin bir sonucu mu?
Her şeyden önce vurgulamak isterim ki bilinmesi ve akıllarda tutulması gereken husus “Super Ager” olmanın bir hastalık ya da tıbbi tanı değil, sağlıklı yaşlanmanın özel, ama ulaşılması zorunlu olmayan bir örneği olduğudur.
Super Agerların kim olduğunu, onları farklı kılan özellikleri ve hepimizin bu yaklaşımlardan nasıl faydalanabileceğine bir göz atalım mı?
Normal yaşlanma ile farkı
Normal yaşlanma ile nörolojik hastalık belirtilerini aman birbirine karıştırmayalım. Zira ikisi arasında belirgin sınırlar vardır.
Normal yaşlanmada isimleri geç hatırlama, dikkat süresinde hafif kısalma gibi küçük değişiklikler görülebilir ve bunlar günlük yaşamı belirgin biçimde aksatmaz. Nörolojik hastalıklarda ise unutkanlık ilerleyicidir, kişinin işlevselliğini ve bağımsızlığını etkiler. Örneğin aynı soruları sık tekrarlama veya tanıdık ortamları karıştırma gibi belirtiler ortaya çıkar.
Yani yaşlanmanın doğal seyrinde iseniz kaygıya gerek yok.
Normal yaşlanmada;
- Öğrenme hızı yavaşlar
- Yeni bilgileri hatırlamak zorlaşır
- Hafıza ve işlem hızı kademeli azalır
- Dikkat süresi azalabilir
- Beyin hacminde doğal küçülme olur
Bu değişimler hastalık olmayıp yaşa bağlıdır.
Araştırmalar zihinsel ve fiziksel olarak genç kalmanın anahtarının konfor alanınızın dışına çıkmakta olduğunu göstermektedir: Yeni uzmanlık alanları kazanmak için gösterilen çalışma, çaba, istek gibi…
Yaşlandıkça bizden daha yaşlı rol modeller bulmak zorlaşıyor, ancak tıp son birkaç yıldır katılmayı hedefleyebileceğimiz yeni bir grubu belirledi: Süper Yaşlılar. Bu terim 70'li ve özellikle 80'li yaşlarında olup kendilerinden onlarca yaş daha genç olanların zihinsel veya fiziksel yeteneklerine sahip kişileri ifade ediyor.
Süper yaşlı olmak için ne yapabilirsiniz?
Bilim insanları bu soruyu hala araştırıyor. Bildikleri şey düzenli fiziksel ve zihinsel aktivitenin sağlık risklerini azalttığı, yoğun fiziksel aktivitenin aerobik kapasiteyi artırdığı ve yoğun zihinsel aktivitenin hafıza ve muhakeme ile ilgili beyin bölgelerini koruduğudur. Aşağıdaki önerileri takip etmek süper yaşlı olmanızı belki garanti etmeyebilir, ancak daha iyi sağlığa giden yolda size yardımcı olacaktır.

Super Ager genellikle 80 yaş ve üzerinde olmasına rağmen;
- Hafıza, kelime bulma, problem çözme ve dikkat gibi zihinsel becerileri 50-60 yaşındaki bireylerle aynı düzeyde olan kişilere denir.
- Özellikle prefrontal korteks (bütün kaynaklardan gelen bilgilerin düzenlendiği ve birleştirilip ortaya çıkarılacak davranışa karar verildiği yer) ve hipokampüs (hafıza ve öğrenme bölümü) daha kalın, daha az küçülmüştür.
- Yaşam boyu zihinsel aktivite
- Güçlü sosyal ilişkiler, zihinsel merak
- Tadına doymadıkları aile ve dost meclisleri
- Düzenli fiziksel hareket
- Stresle iyi başa çıkma, stresi etkili yönetme
- İyi uyku
- Beslenme yaklaşımları
- Okuma, öğrenme iştahı
- Sorgulayıcı, araştırıcı
- Alınganlıktan uzak, özgüvenli
- Hayatınızın önceki dönemlerinde zaman bulamadığınız bir hobiye yönelme
- Genetik sınırlı, ama etkilidir. Yaşam tarzı, çevresel faktörler çok güçlü belirleyicilerdir. (Genetik yapı, bilişsel yaşlanma için bir zemin oluşturur, ancak sonucu tek başına belirlemez. Yaşam tarzı faktörleri—fiziksel hareketlilik, zihinsel etkinlik, sosyal katılım ve sağlıklı alışkanlıklar—genetik risklerin etkisini azaltabilir ya da olumlu genetik eğilimleri daha görünür kılabilir. Bu etkileşim, sağlıklı yaşlanmada bireysel seçimlerin önemli bir payı olduğunu gösterir.)
Beyin rezervi denilen bir kavram var. Adı üstünde rezerv. İşbu rezerv beynin yaşam boyunca edindiği deneyimler sayesinde hasara karşı daha dayanıklı hale gelmesine yardımcı olur. Eğitim, zihinsel uğraşlar, sosyal ilişkiler ve yeni beceriler öğrenmek, beyindeki bağlantıları güçlendirir. Bu sayede yaşa bağlı değişiklikler veya bazı hastalık süreçleri daha geç belirti verir ya da daha hafif seyredebilir.
Ezcümle, Super Agerlaryaş alıyorlar, ama beyinleri “genç” kalıyor.
Beyin Sağlığı İçin Küçük Ama Etkili Hatırlatmalar
Aşağıdaki maddeler bir hedef ya da yapılacaklar listesi değildir. Amaç beynin yaşla birlikte daha dayanıklı kalmasına yardımcı olduğu bilinen alanlara dikkat çekmektir. Herkesin yaşam koşulları farklıdır; önemli olan kendinize uygun olanları seçebilmenizdir.
Zihni Canlı Tutmak
Beynin genç kalmasına en çok katkı sağlayan alan.
- Zaman zaman sizi zorlayan, yeni bir şey öğrenmenizi gerektiren uğraşlara yer vermek.
- Sadece izlemek ya da dinlemek yerine öğrendiklerinizi aktif olarak kullanmaya çalışmak.
- Ara sıra alıştığınız kalıpların dışına çıkmayı denemek.
Sosyal Bağları Korumak
Beyin sağlığı için güçlü bir destek.
- Günlük hayat içinde anlamlı sohbetlere yer açmak.
- Yalnız kalabalığı değil, duygusal bağ kurabildiğiniz ilişkileri seçmek ve sürdürmek.
- Uzun süren yalnızlık hissini fark etmek ve önemsemek.
Hareket Etmek
Beynin en doğal destekçilerinden biri.
- Haftanın birkaç günü bedeni canlandıran yürüyüşler yapmak.
- Gün içinde uzun süre hareketsiz kalmamaya özen göstermek.
Duygusal Denge
Görmezden gelindiğinde her alanı etkileyebilir.
- Uzun süredir devam eden çökkünlük ya da isteksizliği ciddiye almak.
- Stresi fark etmek ve mümkün olduğunca yönetmeye çalışmak.
- Kendinize karşı daha anlayışlı bir dil kullanmak.
Uyku ve Beslenme
Beyin için sağlam bir zemin.
- Uyku saatlerinde mümkün olduğunca düzenli olmaya çalışmak.
- Beslenmede doğallığı ve dengeyi öncelemek.
- Aşırı şekerli ve işlenmiş gıdaları hayatın merkezine koymamak.
Nörolog Notu:
"Beyin, mükemmel rutinleri değil, düzenli olarak kullanılan, merak edilen ve hayata temasını sürdüren yolları sever. Her gün her şeyi yapmak gerekmez. Küçük ama sürdürülebilir adımlar zamanla anlamlı farklar yaratır."
Uzun yaşam mı kaliteli yaşam mı?
Uzun yaşam tek başına bir hedef değildir. Anlamlı olan sağlık, zihinsel açıklık, işlevsellik ve yaşam doyumu korunarak yaşlanabilmektir. Yılların artması, eğer bağımlılık, bilişsel kayıp ve yaşamdan kopuşla birlikte geliyorsa niceliksel bir kazançtan öteye geçmez. Kaliteli yaşam, bireyin fiziksel kapasitesini, zihinsel esnekliğini ve sosyal bağlarını mümkün olduğunca sürdürebilmesiyle tanımlanır.
Bilinçli yaşlanma farkındalığı, yaşlanmayı pasif bir kader olarak değil, erken dönemden itibaren yönetilebilen bir süreç olarak görmeyi sağlar. Beslenme, hareket, uyku, stres yönetimi, zihinsel uyarım ve sosyal ilişkiler gibi alanlarda alınan bilinçli kararlar hem yaşam süresini uzatabilir hem de o sürenin niteliğini belirgin biçimde yükseltir. Bu yaklaşım 'daha uzun yaşamak mı, daha iyi yaşamak mı?' ikilemini anlamsız kılar, çünkü asıl hedef uzayan, ama aynı zamanda anlamını, özerkliğini ve değerini koruyan bir yaşamdır.
Yaşamak ne güzel şey. Anlayarak, bir usta, kitap gibi. Bir sevda şarkısı gibi. Bir çocuk gibi, şaşarak yaşamak...
Yaşamak birer birer ve hep beraber. İpekli bir kumaş dokur gibi. Hep bir ağızdan, sevinçli sevinçli bir destan okur gibi. Nazım Hikmet
SON CÜMLE
Yaş almak doğal bir süreçtir.
Beyninizi nasıl destekleyeceğiniz ise zaman içinde verdiğiniz küçük kararlarla şekillenir.
NOT: İşbu yazı Sevgili Hocam, insani hekim, nöroloji uzmanı Prof. Dr. Zeynep Aydın’ın değerli katkılarıyla hazırlanmıştır.
23 Aralık 2025
Suadiye