Sanata Yansıyan Tutkulu Bir Aşk Hikayesi

“Ne mutlu onlara ki hayatları boyunca birkaç kez aşık olmuş ve paha biçilmez heyecanlı zamanları ve dahi aşk acısını yaşamışlar” diye başlamışım yıllar önce yazdığım “Sen Hiç Aşık Oldun mu?” başlıklı yazıma.

Ve şöyle devam etmişim, “Aşık olmaktan daha güzel, daha haz verici başka ne olabilir ki hayatımızın akışında… Aşk kelimesi bile heyecan verici. O nasıl bir yüksek duygudur, ne heyecandır. Düşündüğün anda sevdiğini, yüreğin başlar küt küt çarpmaya, zor nefes aldığını fark edersin, ama aynı zamanda müthiş bir mutluluk da vardır içinde."

Bugün hemen hepinizin bildiği bir şiirin yazılışına konu olan aşk hikayesini paylaşmak istedim sizlerle.

Sanat ve Trajediyle Örülmüş Çok Özel bir Aşk

Bedri Rahmi Eyüboğlu ile Mari Gerekmezyan arasında 1940’ların başında başlayan bu aşk hem yoğun hem hüzünlüdür, adeta Bedri Rahmi’nin şiirlerine sinmiş bir hayat parçasıdır.

Giresun’da doğup büyüyen, Trabzon Lisesi mezunu şair ruhlu genç Bedri Rahmi Eyüboğlu 1929 yılında, başında henüz kavak yellerinin estiği 18 yaşındayken İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmişti.

Bir yıl sonra Fransa’da bulunan ağabeyinin yanına gitmiş ve Gauguin, El Greco, Cézanne, Matisse, Braque, Chagall gibi ustaların resimlerinden etkilenerek onların eserlerini, tekniklerini inceleme fırsatını bulmuştu. Fransa günlerinde bir tesadüf, aynı akademinin resim bölümünde okurken kendini geliştirmek için Fransa’ya gelmiş olan Romanya asıllı Eren ile tanışır. 1936 yılında evlendiklerinde ikisi de henüz 20’li yaşlarındalardı. Evlendikten sonra İstanbul’a yerleşen çift birlikte Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak Anadolu insanının yaşam biçimini tuvallerine yansıtmışlardır.

Çiftin 1940’ların başlarında Mehmet ismini verdikleri bir çocukları olur. Bedri 29 yaşındadır. Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistanlık yapıyordur. Yaşamının henüz ilk baharında, Karadeniz yaşantısından çıkıp önce İstanbul, ardından Fransa yolculuğu yapmışken, belki de ilk tanıştığı, arkadaşlık kurup sevdalandığı kızla evlenmiştir. Bir taraftan aile sorumluluğu, diğer yandan iç dünyasından yansıyan sanatsal ruh... Günler böylece akıp giderken Akademi'nin heykel bölümüne bir misafir öğrenci gelir, esmer bir Ermeni kızı: Mari Gerekmezyan.

Sanata Yansıyan Tutkulu Bir Aşk Hikayesi resim: 0

Ermeni asıllı Mari Gerekmezyan ilk kadın heykeltıraşlardan biri olarak kabul edilir. 1913 Kayseri doğumlu Mari İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümünde, Rudolf Belling’den ders almış ve akademiyi birincilikle bitirmiştir.    

İlk Tanışma: Akademide Başlayan Aşk

Bedri Rahmi, o dönemde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistanlık yaparken, Mari Gerekmezyan heykel bölümünde öğrenciydi. Mari, zarif, zeki ve yetenekliydi. Bedri Rahmi, evli olmasına rağmen Mari’ye derin bir ilgi duymaya başlamıştı. Mari de ona karşı boş değildi. Aralarında güçlü bir bağ kuruldu, hem duygusal hem entelektüel.

Buluşmalar, Gizlilik ve İlham

Kahramanımızın duygularını tahmin etmek zor değil sanırım, bir tatlı heyecan, nedenini belki kendinin de bilemediği yüksek bir duygu, her gördüğünde nabız atışının yükseldiği, zamanla tutkuya dönüşen bir aşk. Henüz 30’undan gün almamış genç aşığımız, malum evli ve çocuk sahibidir, tek çare gizli yaşamaktır aşkını. Bedri Rahmi’nin evliliği devam ediyordu, buna rağmen Mari, onun hayatında yalnızca bir “aşk” değil, bir ilham kaynağı olmuştu. Mari de benzer duygular taşıyordu, bir tren yolculuğunda şunları yazar: “Susadım” gibi bir şiir yazabilseydim. Canım Bedir, o kadar fenayım ki! Başım üzerimde duruyor, cayır cayır yanıyorum. Etrafımda senin gözlerinden başka bir şey görmüyorum. Tünellerde, yaylalarda, vadilerde, dağlarda hep onlar trenle yarışıyor, tıpkı karanlıkla boy ölçüşen ateş böcekleri gibi cıvıl cıvıl. Can Bedir seni deli gibi seviyorum.”

Mari kısacık hayatına kocaman bir aşk sığdırmayı başarmış olsa da kısa hayatını evli, çocuklu ve üstüne üstlük tanınmış bir adamın hayatında ikinci kadın olmanın yarattığı tedirginlik ile sürdürmek zorunda kaldı. Uğradığı etnik ve sanatsal dışlanma da cabası olur. Ardında bıraktığı eserlere hak ettikleri değerler gösterilmedi. Anılması gereken listelerde adına yer verilmedi.

Bedri Rahmi Mari için birçok şiir yazdı. “Karadut” şiiri, en çok bilinen ve Mari’ye adandığı düşünülen şiirlerden biridir:

“Karadutum, çatal karam, çingenem

Nar tanem, nur tanem, bir tanem…”

Bu satırlardaki sevgi arzuyla ve hayranlıkla doludur. Mari, Bedri Rahmi’nin sanatında yalnızca bir model değil ruhuna dokunan, yaratımını besleyen bir güçtür. Mari’nin heykelleri ve Bedri Rahmi’nin resimleri bir dönemde iç içe geçmiştir. Onunla birlikte olduğu süreçte Bedri Rahmi’nin işleri derinleşip çeşitlendi. Mari, o yıllarda Bedri’nin bir portresini de yaptı. Bedri Rahmi, bu portreyi ömrü boyunca sakladı. Hatta sonrasında onu evinin başköşesine asarak bir nevi Mari’yi hep yaşattı.

Mari’nin Hayata Erken Vedası

Ancak aşkları Mari’nin 1946’da tüberküloza yakalanmasıyla trajik bir hâl aldı. Bedri Rahmi, onun tedavisi için kişisel tablolarını satsa da onun yaşama tutunmasını sağlayamadı ve Mari 1947’de, henüz 34 yaşında iken hayatını kaybetti. Bu olaydan sonra Bedri Rahmi ağır bir yas sürecine girdi; Mari şiirlerinde ve özel yaşamında derin izler bırakmıştı. Aşk, öyle güçlüydü ki Bedri Rahmi, yanında eşi Eren Hanım olmasına rağmen Karadut’u okudu. Gözlerinden yaşlar akıp sesi titrerken Büyük Kulüp'teki herkes bu şiirin kime yazıldığını biliyordu. Eren hanım da biliyordu ve sessizce kocasının Mari için yazdığı aşk sözlerine katlanıyordu.

Bedri Rahmi'nin eşi eşi Eren Eyüboğlu bir süreliğine Paris’te yaşamaya gitmişti. Gitmeden önce eşine bir mektup bırakır: “Canuşkam, Kulüpte bir gece şiir okumuştun, hani hatırladın mı? Gözlerinden, birden yaşlar döküldüğünü görünce içimin kuruduğunu hissetmiştim. Sesin, nasıl titremişti. Hey! Bütün bunları hatırlıyor musun? Sanki böğrüme bir ütü yapışmış gibi olmuştum. Ruhunun çektiği acıları Allah dindirsin. Allah sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan, mutluluk duyabilmeni sağlasın.”

Uzun bir süre sonra Bedri Rahmi eşiyle barışsa da Mari aşkı asla unutulmadı.

Sanata Yansıyan Tutkulu Bir Aşk Hikayesi resim: 1Heykeltraş ve ressam Mari Gerekmezyan'ın Türkiye'de uzun yıllar sadece Bedri Rahmi Eyüboğlu ile yaşadığı ilişki vesilesiyle gündeme geldiği ifade edilir.

Sonrasında

Bedri Rahmi ölene dek Mari’yi unutmadı. Yıllar sonra bile onun için yazılmış satırlarla karşılaşırız. Mari’nin ardından yazılan bazı dizelerde pişmanlık ve burukluk ağır basar.

İşte bir başka örnek, Bedri Rahmi’nin yüreğindeki kırılmayı yansıtan bir başka dize:

“O güzelim gözlerini

İki damla yaş gibi

İçime akıttın Mari”

Bu aşk zamanın içinde kalmış bir gizli hazine gibidir. Belki de tam bu yüzden, Mari hep genç, hep gizli ve hep ilham verici kalmıştır.

KARADUT

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.

II

Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum

N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.

Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun.

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Sanata Yansıyan Tutkulu Bir Aşk Hikayesi resim: 2

Mari & Bedri

Bu aşk hikayesini yazarken iki güzel melodiyi anımsadım. Biri “Goodby My Love, goodbye”, diğeri ise 1971’de ülkemizde gösterime giren, Ali McGraw ile Ryan O’Neal'ın Love Story (Bir Aşk Hikayesi) filminin müziği.

 

Ve Ağustos 2020 de yayınlanan ilgi yazım

Sen Hiç Aşık Oldun mu?

4 Haziran 2025

Heybeliada

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter 800