Hoşgörü mü Taviz mi? Sınırı Nerede Çizmeliyiz?

İyi geçinmek, iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur. -Oğuz Atay

Hoşgörü, çağımızın en çok övülen sosyal erdemlerinden biri. Farklılıklara saygı göstermek, karşıt fikirleri dinleyebilmek, başkalarının yaşam tarzına müdahale etmemek… Elbette kulağa oldukça olgun ve medeni geliyor. Ancak hoşgörü ile taviz arasındaki çizgi her zaman net değil. Bazen “anlayışlı” olmak uğruna sessiz kaldığımız şeyler, zamanla bizi biz yapan değerlerin aşınmasına neden olabiliyor.

İşte tam da bu noktada sormak gerekiyor: Hoşgörü göstermeye devam etmek, ne zaman kendi sınırlarımızdan vazgeçmek anlamına gelir? Farklı davranışları kabul etmekle onları zararlı olarak nitelendirmek arasında ne zaman bir çizgi çekmeliyiz? Zorluklara katlanmak, kötü davranışları mazur görmek veya farklılıklara saygı duymak iyi bir şey midir? Çizdiğimiz çizgiler kişiden kişiye ve yerden yere değişir. Hatta zamanla bile değişir. Örneğin, 50 yıl önce kabul edilebilir olan sözler bugün aşağılayıcı ve toplum tarafından onaylanmayan ifadeler haline geliyor. Bu kadar az netlik varken, hayatımızda hoşgörüyle ne yapmalıyız?

Hoşgörü karmaşıktır

“Eğer hoşgörüsüzlüğe sınırsız hoşgörü gösterirsek, hoşgörünün kendisi yok olur.”

Hoşgörüsüzlüğe Hoşgörü Paradoksu, Karl Popper (İngiliz bilim felsefecisi-1902-94)

Popper burada hoşgörünün bir sınırı olması gerektiğini vurgular. Her şeye göz yummak, sonunda hoşgörülü toplumun çöküşüne yol açabilir.

“İnsanı asla yalnızca bir araç olarak değil, daima aynı zamanda bir amaç olarak gör.”

 “Ahlak Metafiziği” - İnsanı Amaç Olarak Görmek, Immanuel Kant

Yaşam, bir şölenden başka bir şey değildir. Şölen yemek yendikçe sürer. Bu sofrada kolun nereye kadar uzanmışsa payın o kadardır. Sofraya gelenlerin tümünden değil, yalnız önüne koyulandan payını iste! Üstelik bu pay için hoşgörülü ol! Senin yağını mı döktüler, senin şarabını mı çaldılar? Kendi kendine de ki, bunların huzurun pahasıdır. Epiktetos

Bu çekişme, hoşgörüyü karmaşık hale getirir. Hoşgörü bir davranış, bir erdem, bir inanç ve hatta gruplar arası ilişkiler teorisi olarak da görülür. Hoşgörülü olabiliriz; bu da tamamen aynı fikirde olmasak bile başkalarının davranışlarını kabul ettiğimizi gösterebilir.

Bilim insanları, kayıtsızlık ve hoşgörü arasında ayrım yapmamız konusunda bizi uyarır. Herhangi bir anlaşmazlıktan kaçınma ve böylece gerçekten inandığımız şeyi gizleme veya görmezden gelme biçimindeki hoşgörü, kibar veya tarafsız görünebilir, ancak alternatif fikirlerin bastırılmasına yol açabilir.

Hoşgörülü olabiliriz ve birçok şeye tahammül edebiliriz. Önemli olan, bu seçeneklerin bizim için ne zaman iyi ne zaman kötü olduğunu fark etmektir. Başkalarına karşı hoşgörülü olmak, bir seçeneğiniz ve görmezden gelme veya olumsuz etkilenmeme konusunda bir gücünüz olduğu anlamına gelir. Ancak, hoş olmayan koşullara katlanmak ve dolayısıyla kötü bir duruma tahammül etmek zorunda kaldığımızda, örneğin kötü çalışma koşulları altında bir işi sürdürme ihtiyacı örneğinde olduğu gibi, çok fazla seçeneğimiz yoktur.

Bu kadar çok değişkenlik varken hoşgörüyü "kusurlu bir erdem" olarak da görebiliriz çünkü bazen görmezden gelmememiz gereken şeyleri görmezden gelip kötü davranışların kontrolsüz kalmasına izin verirken, bazen de hoşgörünün büyük bir değeri olduğu bir vakıadır. Daha geniş toplumda, hoşgörü barış içinde bir arada yaşamayı destekleme gücüne sahip olabilir. Anlaşmak için farklılıkların ötesine bakabiliriz. Böyle bir ikilemde, hoşgörümüzün bazı yönergelere ihtiyacı olabilir.

Eleştiriye Hoşgörülü Olmak

Eleştiriye hoşgörülü olmak bireyin hem kişisel gelişimi hem de toplumsal ilişkileri açısından büyük önem taşır. İnsan, yaptığı her işte hatasız olamayacağı gibi dışarıdan gelen yapıcı eleştiriler sayesinde kendini geliştirme fırsatı bulur. Bu eleştiriler, doğru biçimde dinlendiğinde yeni bakış açıları kazandırır, düşünce dünyasını zenginleştirir. Ayrıca eleştiriyi olgunlukla karşılayabilen bireyler, çevreleriyle daha sağlıklı ve saygıya dayalı ilişkiler kurabilir. Kırıcı olmayan, iyi niyetle yapılan eleştirileri anlayışla karşılamak, kişinin içsel olgunluğunu ve özgüvenini de ortaya koyar.

Son söz

Bu düşünce, kendimizi sürekli geri plana atarak başkalarına hoşgörü göstermenin bir noktada kendi değerimizi hiçe saymak anlamına gelebileceğini düşündürür. Hoşgörü, başkasına olduğu kadar kendimize de yönelmelidir.

22 Eylül 2025

Heybeliada

 

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter 800