Nedir bu dünyanın hikayesi
İlk gençlik yıllarımda okumuştum, “East of Eden Cennet Yolu / Cennetin Doğusu” kitabında Amerikalı yazar John Steinbeck, bir paragrafında “nedir bu dünyanın hikayesi“ diye sorgulayıp devam ediyordu kendi felsefesine göre anlatmaya.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlOkudukça bırakmak istenmeyecek derecede, iyilik ile kötülüğü, Habil ile Kabil hikayesinin başka açıdan bakış hikayesi gibi.
Anımsadığım kadarı ile Kharun, zengin bir kral, bir bilge adamı makamına çağırır ve sorar. –“Söyle bakalım bu dünyanın en zengin, en muhteşem adamı kimdir”. Cevabının kendisi olduğundan emindir kral.
Bilge adam peşpeşe üç ayrı isim söyler ve hayatta iken yaptıkları güzellikleri, insanlığa faydalarını anlatır.
Kral bu cevaplar karşısında çok bozulur, niye ben değil diye sorar bilge adama.
Aldığı cevap karşısında şaşırır, “Ama siz hayattasınız, henüz ölmediniz ki, bakalım nasıl anılacaksınız dünyadan ayrıldıktan sonra”. O saydığım üç isim insanlığa yararlı çok güzel eserler bıraktı arkalarında.
Gerçekten de bilge adam haklı çıkar, zenginliğini nasıl, hangi yollardan elde ettiği meçhul olan kral, öykü bu ya, hayatının son yıllarını, beş parasız zindanlarda tüketir.
Seneler önce NTV’de bir program dikkatimi çekmişti, “The History of the World” adlı,, dünyanın kuruluşundan başlayan ve insanlığı, medeniyetleri anlatan bir dizi. BBC televizyonu tarafından hazırlanan , belli ki uzun metrajlı bir dizi, canlandırmalı harika öğretici, bir gün merak edersen “nedir bu dünyanın hikayesi“ diye araştırırsın sende.
BBC One - Andrew Marr's History of the World - Episode guide
Buda
Araştır araştırmasına da sakın 2500 yıl önce Kuzey Hindistan’da yaşayan Siddhartha Gautama gibi fazla merak edip derinlere dalmayasın…!!!
Siddhartha, bugünkü Nepal’in Lumbini kasabasında bir kraliyet ailesinin çocuğu olarak M.Ö. 500’lü yıllada dünyaya gelir. El bebek gül bebek bir cam kavanoz içersinde itinalı şekilde yetiştirilmiş dünyadan bi haber yaşarken sırçalı köşkünden bir gün çıkıvermiş dünyaya.. Ve salmışmı bi merak “nedir bu dünyanın hikayesi” diye, oturmuş büyük bir ağacın altına, yememiş içmemiş, hikaye bu ya, tam 49 gün düşünmüş, meditasyon yapmış bugünün deyişi ile sessizlik içinde ve sonunda aydınlığa kavuşmuş.
Hayatını değiştirecek “Dört Manzara” görür, yaşlılığa, hastalığa, ölüme ve kutsallığa bakarak gerçek cevapları aramaya karar verir hayatın anlamı için.
Buda Tapınağı Heykeli- Katmandu, Nepal
Evlenip çocuk sahibi olduktan sonra bir gün Siddhartha, yaşadığı fanustan dışarı çıktığında bir yaşlı, bir hasta ve bir ölü görür. Bu gördükleri onu çok rahatsız eder. Ölüm kaçınılmaz bir kader der ve evsiz kutsal bir adam olarak yaşamaya karar verir. Yollara düşer, önce bir keşiş, meditasyonlar sonra bir Hintli çileci,
yıllar sonra, çileciliğin katı yaşamını terketmekle beraber erken yaşamının şımartılmış lüksüne geri dönmedi.
Orta bir yol bulmuştu nihayet, ne lüks ne de yoksulluk.
Bir gün Bodhi (uyanış) ağacının altında oturan Siddhartha, derin bir medetasyona dalar ve yaşam deneyimini düşünür. Sonunda aydınlanmaya ulaşır ve Buda olur. Buda’nın aydınlandığı yerdeki Mahabodhi Tapınağı şimdi bir hac yeridir.
Budizm ve öğretileri hayatın anlamı nediri soranlar için galiba bir iki Katmandu ziyaretleri gerekebilir…!!! Budizm öğretileri, Buda’dan yaşam felsefeleri gibi başlıklardan meraklı olanlar arama motorlarına müracaat…
Gotama Buda, MÖ 563-483 arasında Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ruhani öğretmen ve Budizm'in kurucusu. Doğduğunda adı Siddhartha Gautama'dır. Cefalar, acılar ve yeniden doğuş ile aydınlanma yoluna yönlendirilir.
Buddha (Buda) ya da Awakened One (Uyanmış Kişi) olarak adlandırılır
Konfüçyüs
Yine aynı yıllarda, yani günümüzden 2500 yıl önce Çin’de yaşını başını almış, iyi bi mevkide bulunan adam da insanlar arasındaki ilişkileri, dünyanın gidişatını beğenmemiş ve kendi öğretisini salmış dünyamıza. Bak aradan 25 asır geçti ama hala felsefesi özellikle de uçsuz bucaksız Çin topraklarının insanlarında hakim rol oynamakta. Kimmi bu adam, bildin, ta kendisi, Konfüçyüs..!
M.Ö. 551- 479 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Çinli öğretmen ve filozof Konfüçyüs, Çin’de hala etkili olan felsefe okulunun kurucusuydu. Analects (Seçmeler) adlı kitabında öğretilerini anlatırken gençliği sırasında fakir olduğunu ve birçok farklı beceri kazanmak zorunda olduğunu yazar. Ailesinin serveti azalmış olsa da, Konfüçyüs shih olarak bilinen aristokrat sınıfa aitti.
M.Ö. 498 civarında Konfüçyüs, Lu’daki evini terk etmeye ve Doğu Çin’de uzun bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Ona birkaç öğrencisi eşlik eder. Zamanının çoğunu yönetim sanatı üzerini fikirlerini geliştirmekle ve aynı zamanda öğretmeye devam etmekle geçirir ve M.Ö. 484’te Lu’ya tekrar geri döner..
Filozof ve düşünür Konfüçyüs öncelikli devleti yönetenlerin iyi ahlaklı, karakterli, halkın refahını ve mutluluğunu sağlamak olduğunu vurgular öğretilerinde.Çin felsefesine temel olan kavramları ttanıtan ilk Çinli düşünürdür. Bunların en önemlileri;
Jen (hayırseverlik)
Yi (uygunluk)
Li (ritüel-tören)
Konfüçyüs temelde bir hümanistti ve Çin tarihininen büyük öğretmenlerinden biriydi.
Sokrates
Sokrates de özellikle gençleri hedef kitle seçerek öğretilerde bulunmuş, felsefesini yaymış ama o devirde yönetimce tehlikeli fikirler taşıdığı gerekçesiyle ölüme mahkum edilerek ailesi ve dostlarının da bulunduğu bir ortamda zehirli baldıran otu suyu içirilerek öldürülmüştür.
Nasreddin Hoca
Nasreddin Hoca da anılabilir değil mi burada. Fıkralarında yer alan kavuğu, uzun sakalı,bilgece sözleri ve akıllı cevapları onun da bir bakıma filozof ve nedir bu dünyanın hikayesinde bir yol gösterici olarak belirmesini sağlayabilir.
Nedir bu dünyanın hikayesi diye düşünüp, onu bulmaya, yeni öğretiler geliştirip gelecek nesillere bırakmak için kendine uzak diyarlarda yola çıkmayı, bilge adamlarla çilecilerle, değişik insanlarla karşılaşmayı heves ediyorsan yine de en iyi bölge Hindistan ve Nepal olmalı.
Yolun açık olsun geleceğin filozofu, bakalım neymiş bu dünyanın hikayesi, bize de anlatırsın ve dahi okuruz yazarsan şayet…!
14 Eylül 2022
Heybeliada
Kazanan mısın kaybeden mi?50’li yıllar, lise çağına gelmişiz, içimizde büyük bir sevinç... Öyle ya her gün Sarıyer’den Kabataş Erkek Lisesi’ne otobüsle, ara sıra da vapurla gidecektik, okul sezonunun ilerleyen günlerinde Belediye sadece öğrencilerin bineceği özel otobüs tahsis etmişti.