Toplumsal Çatışma ve Kapitalizm
Bilindiği gibi Marks, toplumsal çatışmayı sınıf mücadelesi olarak görür ve bu çatışmayı devletin ilk oluşumuna kadar götürür.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Ol- Toplulukların bir araya gelerek ilk devletleri oluşturmaları “Tarım Devrimi” ile başlar.
- İlk toplum ve devlet ilkel haliyle oluşurken toplumdaki iş bölümünün sonucu olarak sınıflar
oluşmaya başlamıştır.
- Köleler, serfler ve topraksız köylüler gerçek Üreten sınıf olmalarına rağmen
bölüşümden en düşük payı alan talihsiz paryalardır.
- Bu durum değişmez “GÜÇ” paradigmasının sonucu olup kutsal bir hak ve ilahi bir düzen olarak binlerce yıl sürmüştür.
- Ortaçağ da da durum değişmemiştir. Çalışan sınıf köleler, serfler ve köylülerdir.
Topraklar üst sınıfa aittir ve köleler toprakla birlikte alınıp satılmaktadır. - Durum aydınlanma çağında da böyledir. Yaşanan Rönesans-reform ve akılcılık
hareketlerine rağmen üreten sınıfların durumlarında pek bir değişiklik olmamıştır - Aksine bu dönemin bir özelliği olarak yaşanan bilimsel gelişmeler, icatlar ve keşifler
insan sömürüsünü ve köleliği küreselleştirmiştir.(Sömürgecilik) - Sömürgecilik Avrupa’da yeni bir zengin sınıfın ortaya çıkmasını hazırlamıştır.
- “Kapitalizm” 18.yüzyılın ikinci yarısından itibaren önce İngiltere’de sonrasında Batı
Avrupa’da kök salmaya başlamıştır. - Sanayileşme (endüstri devrimi) kentlileşmeyi tetikleyerek şehirlerde Burjuva
sınıfını oluştururken, bütün köylülerin de işçi olarak şehirlere akmasına ve proleter
yığınların –sınıfların- oluşmasına ortam hazırlamıştır. - Sanayileşmeyle birlikte İngiltere’de insanlar daha çok sömürülür hale getirilmişlerdir.
İnsanlar çoluk çocuk demeden fabrika köşelerinde ya da izbe işçi gettolarında boğaz
tokluğuna günde 18-19 saat çalıştırılarak ırgatlaştırılıp köleleştirilmiştir. -
Hıristiyan-protestan ahlak anlayışının bir türevi olarak ortaya çıkan bu kapitalist
düzen ve onun yarattığı yeni zengin sınıf yeni toplumsal çatışmaların da tetikleyicisi
olmuştur. -
Bu yüzden toplumsal çatışma bu kez sermaye ile emek arasındadır. Marks’a göre
her değerin sahibi ve yaratanı insan emeğidir ve hatta sermaye bile kristalize olmuş
emektir. -
Zengin bir sınıf olan kapitalistin karşısında emekleri sömürülen sınıfın yeni adı
“proletarya” olmaktadır. -
Kapitalist sistem bencil ve rekabetçidir. Eşyanın tabiatı gereği her türlü tekelleşmeye
teşnedir. -
Sistem yeryüzü kaynaklarıyla birlikte kendini oluşturan hücreleri (küçük şirketler) de
soğurarak büyümekte ve tekelleşmektedir -
Sistem, amaçları doğrultusunda ulus devletleri ve yerel kültürleri de aşılması gereken
bir mânia gibi görmektedir -
Bugün için Sistem, ahtapotun kolları gibi bütün gezegeni sarmalamış ve onu global
bir köy (Pazar) haline getirmiştir -
Son kertede insanların, devletlerin ve dünya kaynaklarının kaderi bir avuç kapitalistin
elindedir. -
Günümüzde dünyadaki üç kişinin serveti tüm dünyanın servetinin yarısını aşmaktadır.
-
Böylesi bir dünyada iki milyar kişi yatağa aç girerken yılda bir milyar kişi açından
ölmektedir. -
Klasik anlamda sermaye emek çatışması denen bir şey kalmamıştır. İşçi örgütleri ve
sendikaları dahi kendilerini bu çatışmanın nesnesi olarak görmemeye çalışmaktadır. -
Ulus devletler ise, sermayeyi ülkelerine çekmek için “kapitalistin yattığı yerlere han
kurma” peşindedir. -
Diğer yandan bilim ve teknoloji üretimde insan emeğinin yerini alarak son kertede
dünya ölçeğinde bir yığın işsiz insan yaratmaktadır -
Robot teknolojisi ve bilimi üretim maliyetlerini büyük ölçüde düşürürken kapitalistin
karını büyük ölçüde maksimize etmektedir. -
Robotlar 7x24x365 esasıyla çalışırken ne ekmek ne de su istemektedir. Ayrıca
hastalanmaları da söz konusu değildir. -
Toplu sözleşme, grev, demokratik ve evrensel haklar diye bir dayatmaları ve lüksleri
de yoktur. -
Bu teknolojinin yapay zekâ ile sarmalanması halinde ortaya çıkacak fenomenin
boyutları şimdiden insanları korkutmaktadır. -
Gelinen bu kertede “toplumsal çatışma ve kutuplaşma” sermaye- emek çatışması
boyutunu çoktan aşıp evrensel boyuta erişmiştir. -
Sistem bu şekilde robot teknolojisi ve yapay zekâ ile donanınca insanlar boşa
çıkacaklardır ve işsizlik çığ gibi artacak aylaklık çoğalacaktır. -
Bugün gelişmiş ülkeler ve ekonomileri de dâhil olmak üzere dünya istihdam sorunuyla
ve işsizlikle boğuşmaktadır.Ağustos 2025
Ören-Balıkesir