Devletin Kızları
İlk kez bindiğim, daha doğrusu hastaneye yetiştirilmek üzere eve çağrılıp bindirildiğim ambulansın içindeki sedyede yatarken çok üşüyordum. Durduramadığım titremenin dışında iki kızın beni yatıştırmaya çalıştığını ve yolda sarsıntıdan düşmeyeyim diye beni kemerle bağladıklarını algılıyordum.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone Ol“Üşüyorum“ diyordum, kızlar da “ Biz de üşüyoruz. Üşümeniz normal, hava soğuk” deyip benim titrememi engellemeye çalışıyorlardı. Kısa bir süre sonra kendimi toparlayıp sağıma soluma bakabildim ve kızların yüzlerini gördüm. Bana şefkat dolu gözlerle, gülümseyerek bakıyorlardı. Hiç durmadan benimle sohbet edip beni konuşturmaya gayret ettiklerini fark ettim. Yol uzadıkça sohbet de koyulaşmaya başladı giderek. Sohbetin derinliğiyle bir müddet sonra titrememin, üşümemin geçtiğini fark ettim. Kıyafetlerini anımsamıyorum, ama bir aidiyeti simgeliyordu sanki. Tam olarak kendime geldiğimde sordum ambulansın nereye ait olduğunu. "112" dedi kızlar. 112, devletin ambulansı. Devlet. Devlet bu kadar hızlı, bu kadar sıcak ve şefkatli. "Yani" dedim, "sizler, Devletin Kızları“! Bu hitabım çok hoşlarına gitmiş olmalı ki ikisi birden “Eveet!” diye haykırdılar.
Hiç hatırlamıyordum, ben evden nasıl indim, ambulansa nasıl bindim... Anımsadığım tek şey, evde bilgisayarın başında iken aniden dudağımın titremeye başladığı ve kafamda hissettiğim basınçtı. Kanepeye uzandığımda tüm vücudumun hurda arabalar misali iki taraftan sıkıştırıldığını ve yok olmak üzere olduğum duygusunu yaşadım. Sonradan öğrendim, elimi, 'ben gidiyorum' anlamında sallıyormuşum. Ambulans hemşiresi tansiyonumu ölçtüğünde 21 demiş.
Ambulansta kendime gelirken duyduğum ilk ses hala 21 idi. Ne zaman ki kızlardan biri elimi tutup bana sorular sordu, daha doğusu sohbet etmeye başladı, ondan bir müddet sonra kendime geldim. Tansiyonumun da düştüğü söylenmekteydi. Hatta sohbet 'ben nerede oturuyorum', 'nerede doğup büyüdüm' noktasına geldiğinde, kızlardan biri "Aa, siz Sarıyerlisiniz, biz de Hacıosman. Yakında oturuyoruz" deyince sohbet iyiden iyiye koyulaşmış, ben de kendimi tamamen normal ve iyileşmiş hissettiğimi fark etmiştim.
Gençlerle sohbet etme fırsatı buldum mu konuyu hemen Özlem kızımın bir sene önce kurup yeşertmeye çalıştığı Para Durumu sitesine, Facebook’ta beğen, hayran ol kıvamına getirme alışkanlığımı burada da sürdürdüm. Kızın biri eve gidince hemen bakacağım diyip avucunun içine yazıverdi www.paradurumu.tv diye (sitenin o zamanlardaki adresi). Tabii, benim sorularım hastane kapısına kadar sürdü: "Para biriktiriyor musun?", "Bütçe yapıyor musun?", "Kredi kartı kullanıyor musun?"... Uzaktan da olsa PD ekibinin içinde bulunmanın, seminerleri takip etmenin verdiği aidiyet hissi —babalık gururu ile de birleşince, demek farkında olmadan ambulansla hastaneye yetiştirilirken bile PR çalışmasına devam etmişim.
Ayrılırken, "Torunlarıma yazdığım mektupta Devletin Kızları başlığı ile sizleri, sıcaklığınızı güzelliğinizi yazacağım" dedim. Verdiğim sözü unutmamış, her daim olduğu gibi yerine getirmiştim. Para Durumu sitesinden bir şekilde bana ulaşırlarsa bu yazımı kendilerine ileteceğimi söylemiştim minnet duygularımla.
…Ve Devletin Kızları'ndan biri bana ulaştı! Çok duygulandım, işte yazdıkları:
"Merhabalar
Öncelikle sitenizi babanız aracılığıyla öğrendim ve çok hoşuma gitti, babanıza teşekkürlerimi iletirseniz sevinirim.
Ben babanıza gelen ambulans ekibinden Şeyma. Babanızla çok hoş bir yolculuk yaşadık, başlarda ambulansa ilk binmenin heyecanıyla ufak sorunlar yaşasa da sohbetimiz ilerledikçe rahatladı. Ve babanız bizlere "Devletin Kızları" adını uygun gördü :) daha sonra sohbetimiz ilerledikçe sizi anlattı ve sitenizin adını verdi..."
***
"Merhaba fethi bey nasılsınız şu 1 haftadır gönlümdesiniz size mail atmaya niyetlendim fakat kısmet bugüne nasip oldu. Resim halen aklımda ama inanın hiç vaktim olmadı o kadar yoğunuz ki nöbetlerde uyumaya bile vakit bulamıyorum bulduğumda şükrediyorum. Geçen gün Özlem hanım TV ye çıkmış anneme bahsetmiştim kızınızdan onun da hemen aklına gelmiş izlerken çok beğenmiş selamlarımı iletirseniz sevinirim."
Onlar Devletin Kızlarıdır

112 ambulans hemşireleri, devletin şefkatli yüzünü en ağır anlarda gösteren görünmez kahramanlardır. Onlar, bir telefonun ucunda başlayan umut ışığını alıp olay yerine taşıyan, soğukkanlılıkla acıya yaklaşırken kalplerinde merhameti hiç eksiltmeyen özel insanlardır. Siren seslerinin ardında, bilinmeyene doğru koşarken tek düşünceleri bir canı hayata döndürmektir. Her müdahaleleri, dokunuş ve sözleri, yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide atılmış birer sevgi ve cesaret imzasıdır.
Bu hemşireler yağmurda, soğukta, gecenin bir yarısında ya da kalabalığın ortasında olsun fark etmeksizin görevlerini en yüksek sorumluluk bilinciyle yerine getirirler. Bir annenin endişesini yatıştıran da, bir çocuğun korkusunu dindiren de, yaşlı bir hastanın elini tutup ona güç veren de çoğu zaman onlardır. Yorgunluklarını bir kenara bırakıp her vakaya aynı özenle yaklaşmaları, devletin vatandaşına uzattığı en zarif ve en fedakâr elin somut hali gibidir. Onlar, sadece yaraları saran değil, umutları tazeleyen, cana can katan Devletin Kızlarıdır.
NOT
Bir gün o ambulansın içindeki siz olabilirsiniz.
Lütfen hemen yol veriniz! Trafikte ambulansa yol vermenin, acil tıbbi müdahale gerektiren durumlarda hastaların hastaneye zamanında ulaştırılması açısından hayati önem taşıdığını belleklerimize tekrar not edelim.
4 Aralık 2025
Suadiye