Gösteri Toplumu’nun kırılma noktası: Medya Okuryazarlığı

Toplumlara baktığımızda şuan ailelerde ve genç nesillerde yaşanan sorunların çoğunun, dijital söylemler ve araçlar nedeniyle gerçekleştiğini anlayabiliriz.

İletişim Bilimlerinde gördüğümüz en önemli kavramlardan birisidir ‘Gösteri Toplumu’. Toplumun bir gösteri dünyası içerisinde yaşadığını ve ‘mutluluk’ denen kavramın kendi içerisinde yok olmaya yüz tuttuğunu, ya da sahte mutluluk olarak şekil değişikliğinden bahseder. İnsanların ise bu mutluluklar peşinde koştuğunu aktarır. Her şey gösteriş içindir, herkes başka insanların içerisinde kabul görme ya da onay almaya meyletmiştir…

Gösteri toplumunda herhangi bir çıkış yoktur. Bağımlılığın ilk adımıdır.

Adeta bir labirentten ibarettir. Tüm dünya aynı gösterinin sahnesidir. Tüm insanlar ise oyuncu.

Gösteri Toplumunu ilk kez 20. Yüzyılın en önemli düşünürlerinden Fransız Guy Debord tanımlamıştır.

Hatta kendisinin aynı isimde bir de kitabı vardır.

Kitabın 33. sayfasında tam da günümüz sosyal medya hesapları ve –mış gibi yaşanan hayatlar ile birleştirdiğim bir bölümü var.

“Çağımıza göre kutsal olan tek şey ‘yanılsama’ ve kutsal olmayan tek şey hakikattir. Dahası hakikat azaldıkça ve yanılsama çoğaldıkça çağımızın gözünde kutsal olanın değeri artar, öyle ki bu çağ aslında yanılsamanın had safhası, kutsal olanın da had safhasıdır.”

Toplumun Kilitlendiği ve Çözümleneceği Nokta: ‘Dijital Dünya’

Toplumlara baktığımızda şuan ailelerde ve genç nesillerde yaşanan sorunların çoğunun, dijital söylemler ve araçlar nedeniyle gerçekleştiğini anlayabiliriz.

Doğru Kullanırsan Güçlendirir, Doğru Kullanmazsan…

Dijitalleşmeyi hayatı kolaylaştıran ve yapacağınız adımları (gerek kaynak gerek çevre, topluluk oluşturma, sosyal yardım vb.) hızlandırma adına kullandığımızda faydalı ve destekçi olurken, yanlış kullanımlarda ise özellikle çocuklarda ve ailelerde yıkımlar yaşatmaktadır.

Özellikle çocuklarda özgüvenlerinin oluştuğu kendilerini kimlik olarak buldukları yıllarda, medya araçlarının yanlış ya da aşırı kullanımı; nefret söylemi ve çeşitli zorbalıklar ile onları baş başa bırakmaktadır. Ailelerde ise ilgi ve sevgi boşluğu dolduran, ‘mutlu aile’ resminin çizildiği mecra haline gelmiştir. Bu çerçevelerin ardına baktığınızda ise muhabbet edemeyen ve herhangi bir paylaşımda bulunmayan boş tablolarla karşılaşmanız çok mümkün.

Bu ve benzeri yıkımlar yaşamamak için gerekli olan tek şey Medya Okuryazarlığı için uygulamalı ve farkındalık yaratan eğitimlerdir.

Nefret Söylemi

Sosyal medyada neredeyse her cümlenin altında, başka birisini yeren, olumlu ya da olumsuz eleştirmekten çok kişilik haklarına saldıran, onu yargılayan, önemsizleştiren yorum ve paylaşımlara rastlıyoruz. Toplumda bir şeyler yapan insanları nedense desteklemek yerine karalıyoruz? Birde genç nesillerimize bu sebeple örnek teşkil ediyoruz.

Toplumun temel taşı olan ailelerimizde maalesef farkındalık kazanamadan, çocuklarımıza/yeni nesillerimize başka birisinin kişiliği ya da kimliği hakkında kötü söz söyleme hakkımız olduğunu öğretiyoruz. Ya da daha yeni doğmuş bebeklerimize dahi sosyal medya hesabı açıp, izinleri dahi olamadan her anını gösteren fotoğrafları sergiliyor ve gösteri toplumuna bir yapı taşı daha dikmiş oluyoruz.

Çözüm: Dijital Vatandaşlıkta!

Önce iyi bir insan, iyi bir vatandaş arındansa dijital vatandaş olunması gerektiği her yaş grubuna göre ayrıştırılarak Medya Okuryazarlığı kapsamında verilmelidir. Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım…

Medya Okuryazarlığı Derneği’ni Kurduk!

Tam da yukarıda belirttiğim ihtiyaçlara istinaden üzerinde derinlemesine çalışmalarda bulunduğumuz ve yıllardır akademik ve alan araştırmaları yaparak desteklediğimiz; ‘Medya Okuryazarlığı Derneği’ni sivil topluma kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Özgün eğitimler almak, projeler üretmek, araştırmalar yapmak, ülkemizin dört bir yanındaki ailelerimize ve çocuklarımıza ulaşarak; barış ve iyilik dili olan nesiller yetişirken onlara tanıklık etmek istiyoruz.

Buradan gönülden her anımızda yanımızda olan yönetim kurulumuza, kurucu üyelerimize, bize inan ve güvenen değerli hocalarımıza ve çok kısa sürede bir araya gelen gönüllülerimize gönülden bir teşekkür etmek isterim.

Bir amaç uğruna bir arada olabilmenin ne denli değerli olduğunu bir kez daha bu aile ile birlikte anlamış olduk. İyi ki varsınız… Birlikte onlarca ilde, ülkede, binlerce aileye, öğretmene ve çocuklarımıza dokunmak dileğiyle!

NOT: Web sitemiz yakında yayına alınacaktır. Medya Okuryazarlığı Derneği’ni sosyal medya hesaplarından takip edebilir, destek olmak ve bir parçası olmak isterseniz oradan iletişime geçebilirsiniz.

Twitter, Instagram: cansumaydemir

Yorumlar
Kalan Karakter 800