Kazanmak ve kaybetmek üzerine…

"Kaybetmekten korkma. Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin.” Che Guevera

Aklıma takılan bir şey var. Herkes kazanma peşinde, bunda yanlış olan bir şey yok, kazanmalıyız tabii, kazanmak zorundayız da, para kazanmak, başarı kazanmak,  sevdiğini kazanmak, maçı kazanmak, aklına ne gelirse…

Yeni bir işe girenlere, girişimciliğe soyunanlara kazanması için başarılar dileriz. Eee peki ne var bunda aklına takılan şey olarak sorabilirsiniz bana. Takılan şu, herkes kazanırsa, ya da kazanırken kaybeden kim, birileri kazanırken birileri de kaybediyor, keşke herkes sadece kazanıyor olsa. En azından iyi bir hayat süreceği paraya, gelire sahip olmayı kazanabilse…

Yeni akım kişisel gelişimciler, yaşam koçları, kitaplar, makaleler hep bir ‘kazanma’ için neler yapmalı, nasıl motive edilmeli, kaybedebilirsin ama kazanacaksın, pes etmemelisin sözcükleri ile doldururlar seni.

O zaman yaşamın zorlu bir parçası olan kazanmanın mücadelesi hakkında bir şeyler yazalım, kendi yaşamımdan damıttıklarımdan ve de tecrübe sahibi olmuş yazanlardan, ne dersin? Belki bir nebze faydası olabilir mi?

Şöyle bir yazı başlığı gördün “Kazanmak için mi, kaybetmemek için mi oynarsınız?” diye. “Kazanmak için oynayalım, kazanamıyorsak kaybetmeyelim.” ve  “Yine söylüyorum, kazanacaksınız, kazanmak için uğraşacaksınız, netice ne olursa olsun siz benim gönlümde hep kazandınız.” deyişleri de belleklerdedir Fatih Terim’in.

Bana göre kazanma fikri alt beynimize yerleşmeli, mamafih zaten bilinç altımızda bu daha çocukken yerleşmiştir bile. Kazanmak güzel de ağacın altında şekerleme yaparken armut düşsün diye beklemekle olmaz bu tabii. Öncelikle donanımlı olmalıyız, alt yapımızı kuvvetlendirmeliyiz, yani bilgiye, öğrenmeye meraklı, sorgulayıcı şüpheci kafa yapısı, eğitim, bol bol okuma, tarihi ve kültürleri tanıma, birkaç yabancı dil öğrenme… Bunlar genel, bir de hayallerini kurduğumuz, kazanmak istediklerimiz için özel eğitim, çalışma, sebat etme, yine yeniden devamlı çok çalışma. Bunlar olacak ki kazanma konusuna giriş yapabilelim.

Niye mi bütün bunlar? Fırsatlar kapını çaldığında donanımlı olman ve bu şansı en iyi şekilde kullanarak kazanman için.  

Farklı zihniyetler, farklı yaklaşımlar:

Kazanmak için mi, kaybetmemek için mi oynarsın?

Yeni bir mücadeleye odaklandığınızda seni motive eden şey nedir? Başarısızlık korkusu ne derece etkilidir? Kaybetmemek için oynamak bir kaçınma stratejisi midir?

‘Kazanmak için oynamak’, ‘kaybetmemek için oynamaktan’ tamamen farklıdır. İkisi de güçlü zihniyetlerdir, ancak eylemler farklıdır. Kazanmak için oynuyorsan, enerjin volkaniktir ve işleri ilerletmek için ne gerekiyorsa onu yapmaya yönlendirir. Kazanacağına dair mutlak bir inancın vardır. Beynin kazanman gereken oksitosin ve dopamini üretir. Şüphen ve korkun yoktur. Bahane üretmezsin. Hesaplanmış riskler alırsın. Bulunduğun yerde değil, o amaca veya hedefe oynuyorsun. 

Kaybetmemek için oynamak, temkinli ve muhtemelen karamsarsın. Beynin stres hormonu (kortizol) üretir. Savunmadasın. Zayıf yönlerini koruyorsun. Güvenli oynuyorsun. Hatalardan kaçınmak için geri duruyorsun. Fırsatları kaçıracaksın, pişmanlıklar yaşayacaksın. Korku başlar, momentum yavaşlar ve olumsuzluk ön yargısı içeri girer.

Sonuç olarak, güvenli oynamak en maliyetli oyun planıdır. Bunun yerine, mutlak kararlılık ve inançla kazanmak için oynayın. Her zaman oyunu kazanan golü atamayacaksın, ancak herhangi bir başarısızlık riskinden kaçınarak bir yaşam sürerken hangi büyük ödülü riske attığını kendine sormalısın.

Kaybetmeden kazanılmaz

Nasıl ki, çocukluğunda düşe kalka yürümesini öğreniyorsan, her düşüşünde, yeni adımlar atabiliyorsan, yaşam serüvenin de aynen öyledir. Düşe kalka ilerleriz. Her düşüşümüzden yeni dersler çıkarırız, rotamızı ona göre belirleriz. Hayata karşı verdiğimiz savaşımızdaki başarımız, alacağımız yenilgilere bağlıdır. Ne kadar çok yenilgi, o kadar çok ders ve tecrübe. Kazanmak ancak bu silsileyle mümkündür.

Ancak bunun için de  mücadeleye çıkmamız gerekir. Mücadele vermeden yenilemezsin de, kazanamazsın da...

 “Hep denedin, hep yenildin. Yine dene, yine yenil. Daha iyi yenil!” İrlandalı yazar Samuel Becket.

“Kaybetmeye razı olmadığın hiçbir şeyi kazanamazsın.” Amerikalı ressam, sanatçı  Jackson Pollock   

Hayatın akışı kazandırdığı deneyimler ve tecrübelerle devam eder. Sen olumsuz deneyimlerle başa çıkmakta iyi isen, hayatla başa çıkmakta da iyi olursun. Bir şeyin faydasını istiyorsan, bedelini de istemek zorundasın. 

Hayaller, hedefler güzellikler seni bekliyor, yeter ki iste, çalış, çok çalış, vazgeçme, pes etme. 

 

20 Mart 2022

Suadiye

Kazanan mısın Kaybeden mi?Kazanan mısın Kaybeden mi?50’li yıllar, lise çağına gelmişiz, içimizde büyük bir sevinç... Öyle ya her gün Sarıyer’den Kabataş Erkek Lisesi’ne otobüsle, ara sıra da vapurla gidecektik, okul sezonunun ilerleyen günlerinde Belediye sadece öğrencilerin bineceği özel otobüs tahsis etmişti.

https://www.linkedin.com/pulse/mindset-you-playing-win-lose-richard-marra-mha-mba-rt-r-lsbb/

https://www.fanatik.com.tr/yazarlar/hamit-turhan/kaybetmeden-kazanamazsin-113151

https://markmanson.net/question

Yorumlar
Kalan Karakter 800