Huzur ve mutluluğa giden yol: Affetmek

Omuzlar bir şeyleri taşımak için çok dayanıklı. Hele ağır bir çantaysa at omzuna yürümeye devam et…

Omuzlar bir şeyleri taşımak için çok dayanıklı. Hele ağır bir çantaysa, at omzuna yürümeye devam et…

Ahh o omuzlar ne yükler taşıdı ve hala taşımaya devam ediyor. En çok ilerleyen yaşlarda hissederiz omuzlarımızdaki yaşamın yüklerini…

İnişli çıkışlı hayatımızın akışında, hayal kırıklıkları, üzüntüler, vesveseler, öfkeler, intikam alma duyguları, aşk acıları ve dahi unutamadığımız, hatta içimizde giderek büyüttüğümüz kin duyguları ve bir türlü affedemediklerimiz.

Hayatın tabiatı olarak binen yükleri hafifletmeye çalışırız, kendi düşünce yapımız ve dostların gösterdiği ışıklarla. Ancak nedense bazılarımız bir türlü hafifletemez, unutamaz, unutmak istese de bir türlü aklından silemez yaşanmışlıkları. Omzunuzda taşıdığınız çantayı bırakınca yere yük gider. Ama kafanızda taşıdığınız yükleri boşaltmadıkça hep omuzlarınızda kalacak.

Kişi hep kendini haklı görür. Ya da haklı görecek bir düşünce yapısına sahip olur. Hatta anlatır çevresine ne kadar haklı olduğunu perçinlemek istercesine. Hiçbirimiz hatalı değilizdir, hata hep başkasındadır. Her ne kadar lafa başlarken ben de hatalı davranışlarda bulunmuş olsam da diyerekten. Hatasız kul olmaz derler ya lakin o hep hatasızdır, yanlış yapmamıştır.

Mutluluğa giden pek çok yol var. Fakat en önemli, en erişilebilir, en belirgin rota aynı zamanda en zor olanıdır. Ne mi o?  Tek kelime ile affetmek ve bağışlamak.

Önce kendinizden başlamaya ne dersiniz?  Sizin için yanlış olduğunu düşündüğünüz her şey (ne güzel bak kendinizi de hatalı görebilmişsiniz) için kendinizi affetmeyi deneyin. Kısmen de olsa başarılı olursanız önünüzdeki yol çok daha kolay ve güzel olacak.

Farklı oldukları, sizinle aynı fikirleri taşımadıkları, size yanlış yaptığını düşündüğünüz için kırgın ve kızgın mısınız? Kin mi besliyorsunuz? Omuzlarınızda taşıdığınız size yük değil mi? Silkelenin, atın omuzlarınızdan yükleri. Bırakın suçlamaları… Ohh rahatlayın şöyle, hafiflediniz değil mi? Affettiniz, bağışladınız, mutluluk yolunun güzel kapısı açıldı bile değil mi? 

Affetmek erdemdir, rahatlatıcıdır. Elbette tekrar güvenmeniz uzun zaman alabilir hatta imkânsız da olabilir. Genelde değişmez kaidedir bu. Denizcilikte bir kural vardır ‘’gemi bir kere demurraja girdimi ne olursa olsun hep demurrajdadır’’ (once on demurrage always on demurrage) diye. Bunu hep kişisel ilişkilerde de gözlemledim. İnsanlarda da aynı. İnsan bir kere yaptığı yanlışı bilesiniz ki muhtemelen yine tekrarlayacaktır. Çünkü yapısında karakterinde vardır, değişmesi zor. Ya affederek omuzunuzdaki yükü atacak, olduğu gibi kabul edip ilişkinizi ona göre devam ettireceksiniz ya da bırakacaksınız. Aklınızda tutarak, kin besleyerek kendi rahatınızı kaçırırsınız.

Tersten bakalım bir de olduğu gibi kabullenmek affetmeyi de beraberinde mi getirir? Yoksa affetmek kabullenmeyi mi beraberinde getirir? Kabul ile başlarsanız bir sonraki mantıklı adım affetmek olacaktır. Farklı insanların farklı algıları ve davranışları olduğunu anlayabilir, kabul edebilirsiniz. Karşı tarafın koşullarını da empati yaparak içimizde hafifletmeye çalışabiliriz.    

Bir çiçek harika görünmekten ve güzel kokmaktan başka bir şey bilmez. Çiçeği yaratıldığı gibi yargılayamadığımız gibi dikenini de yargılayamayız. Bunu yaparsak, yalnızca kendi kafamızı ve mutluluğumuzu bozmakla kalmaz, aynı zamanda dikenle ve çoğu zaman çiçeklerle olan ilişkilerimizi de yok edebiliriz.  İlişkiler karmaşıktır. Yeterince güçlüyse birçok şeyi telafi edebilir. Güçlü ilişkiler, daha mutlu daha iyi ve tatmin edici bir varoluşa giden yoldur. Affetmek daha güçlü ilişkilere giden kısa yol olabilir. 

Öyleyse neden biraz daha bağışlayıcı olmaya ve mutluluğuna giden yolda kendinizi görmeye söz vermiyorsunuz?

''Bağışlamasını bilen mutluluğu gerçekten hak edendir.'' Balzac

''Kin beslemek, özde kişinin kendi rahatını kaçırmasıdır.'' William Morris

''Bağışlamak insanın yüceliğini, öç peşinde olmaksa alçaklığını gösterir.'' Sokrates

''Kendini bağışlamayan bir kişinin bütün yanlışları bağışlanabilir.'' Konfüçyüs

''Evliliğin yürümesinin onda biri sevgi, onda dokuzu bağışlamaya bağlıdır.'' İskoç atasözü

''Bağışlayamayan sevemez.'' Martin Luther King

Mutluluk; yaşam sevincimiz, ruh ve beden sağlığımız için hepimizin ihtiyacı. 

The Shortest Route To Happiness. Forgive! | by Runjhun Noopur | P.S. I Love You (psiloveyou.xyz)

4 Aralık 2021

Suadiye

Yorumlar
Kalan Karakter 800
Esra Koç
Omuzlarımızda yük varsa hayatta bir amacımız var diye düşünüyorum ya hiç olmayaydı tadı mı olur yaşamanın yine keyifle okudum kaleminize kuvvet Sevgiler
Lütfü Alpturer
Herhalde bunaldığın bir zMN yazdın bu yazıyı ama boş ver o beynimizdekive omuzumuzdaki yükleri hissettiğimiz ölçüde insanız ama her insanın yükü tabiimi değişik az veya çok ama bu yükleri hissetmiyende var ozamanda ona insan var üstünde elbise yok ama elbise var içinde insan yok deyip geçersin tabii kendine dert edip geçebilirsen yetti gari birazda ben yüklerimi taşıyayım