Altın Kurallar
Yeni yıla girerken hepimiz “Bu kez farklı olacak” diyoruz. Daha çok çalışmak, daha az harcamak, daha çok biriktirmek… Ama farkı yaratan sözler değil, finansal durumun ile yüzleşip alışkanlıkları değiştirmektir. Hayat pahalılığı döneminde yalnızca para kazanmak yetmiyor.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Paradurumu'na abone olun
Paradurumu'na Google News'te abone olun
Abone OlÖnemli olan kazanılan parayı doğru yönetebilmek. Finansal davranışların önemi tam da bu noktada devreye giriyor. Gelir–harcama–birikim–borç dengesini kurabilen kişiler, belirsizliklere karşı daha sağlam durabiliyor ve uzun vadede finansal güvenliklerini koruyabiliyor.
KAÇAKLAR
Yeni yıla girerken yapılması gereken ilk iş, gerçekçi bir bütçe fotoğrafı çekmek. Son 2-3 ayın harcamalarına bakıp paranın nereye gittiğini görmek, fark edilmeyen kaçakları ortaya çıkarır. Rakamlarla yüzleşmeden yapılan planlar ne yazık ki çoğu zaman kağıtta kalır.
‘KÜÇÜK’ DEMEYİN
Bütçeyi en çok zorlayan ise ‘küçük’ sandığımız harcamalar. Günlük kahveler, atıştırmalıklar, unutulan üyelikler, küçük online alışverişler tek tek önemsiz görünür ama ay sonunda ciddi tutarlara ulaşır. Her harcamada kendimize şu soruyu sormak çok kıymetli: “Bu parayı başka ne için kullanabilirim?” İşte fırsat maliyetini yönetmek budur.
BORÇ HATASI
Borçlarda da en sık yapılan hata, asgari ödeme alışkanlığı. Borcu ertelemek faizi katlar, borç kartopu gibi büyür. Eski borcu yeni borçla kapatmak ve harcama düzenini değiştirmemek kişiyi borç döngüsüne hapseder.
SESSİZ TUZAKLAR
İndirim kampanyaları da bütçenin sessiz tuzaklarından biridir. Gerçek ihtiyacı olmayan ürünleri “kaçırmayayım” duygusuyla almak, gereksiz harcamaya ve stok yapmaya yol açar. İndirim ancak gerçekten ihtiyaç varsa avantajdır. Bütçe yönetiminde en doğru yaklaşım yıllık ve aylık bütçeyi birlikte kullanmak. Yıllık büyük resmi gösterir, aylık bütçe ise uygulamayı disipline eder.
GÜVENCE KOPARSA
Tasarruf denince ilk vazgeçilen kalemler genelde sigorta ve bireysel emeklilik olur. Oysa acil durum birikimi, sigorta ve BES; finansal güvenliğin temel taşlarıdır. Bunlardan kısmak kısa vadede rahatlatıcı gibi görünse de uzun vadede ciddi riskler doğurur.
BÜTÇEYİ GÜÇLÜ TUT
Küçük harcamaları kayıt altına almak, otomatik birikim talimatı vermek ve borç bitmeden yeni borca girmemek, bütçeyi güçlü tutan altın kurallar...
BİRİKİM YAVAŞ HEDEF BÜYÜK!
Soru: Bileşik faiz ve borsadan anlamıyorum, bu yüzden hep altın biriktiriyorum ama çok yavaş ilerliyor. Araba için parayı 3 yıldan önce toparlayamayacak gibi duruyorum. Ne önerirsiniz? Adem
Cevap: Korktuğun işi yapma. Arabalar bir yere kaçmıyor, bugün alamazsan yarın da var. Hedefi gerçekçi tut. Gerekirse ikinci elden başla, zamanla yükseltirsin. Önemli olan hız değil, güvenle ilerlemek.
BİRİKİMİ BOZMAK YA DA BORÇLANMAK
Soru: Bir ameliyat için biriktirdiğim altınları bozduracağım. En az bozdurup kalanını kredi kartına yüklenmek mi, yoksa tamamını birikimden karşılayıp bankaya borçlanmamak ve elde kalanla o ayı geçirmek mi daha mantıklı? Eda
Cevap: Böyle durumlarda en sağlıklı yaklaşım yarı yarıya ilerlemek. Birikimi tamamen tüketmek de, tüm yükü kredi kartına bindirmek de doğru değil. Altının bir kısmını bozdurup kalanı eldeki nakitle dengelemek, hem borç riskini büyütmez hem de birikimin tamamını eritmeden süreci yönetmeni sağlar.
ONLAR MI DOĞRU, BİZ Mİ?
Soru: ABD’de emekli olanlar birikimlerini borsaya ve yatırım fonlarına yatırıyor. Değer yükseldikçe gidip o kazancı harcıyorlar. Merak ettiğim şu: Düşük enflasyon olduğu için sadece enflasyon üstü getiriyi mi harcıyorlar, yoksa her yükseliş harcama sebebi mi oluyor? Böyleyse zamanla ana para erimez mi, yatırımın mantığı kalmaz mı? Bizde ise çoğu kişi konut alıp kira gelirini harcıyor, varlığın değerini koruyor. Doğru yaklaşım hangisi: Onlarınki mi, bizimki mi? Sacide
Cevap: Oradaki temel mantık her yükselişi harcamak değil, uzun vadeli ortalama getirilerin enflasyonun üzerinde kalacağı varsayımıyla portföyden sürdürülebilir bir oranda çekim yapmak. Bu yüzden emeklilere genelde ‘yüzde 4 kuralı’ gibi yıllık harcama rehberleri öneriliyor. ABD’nin düşük enflasyonlu ve daha istikrarlı yapısı, finansal piyasaların derinliğiyle birleşince insanlar hem anaparalarını uzun vadede koruyabiliyor hem de portföylerinden makul bir gelir elde edebiliyor. Bizde, yüksek enflasyon nedeniyle konut, toprak gibi varlıklar yıllardır daha çok korunma aracı olarak görülüyor. Kira geliri kullanılırken de varlığın kendisi reel olarak korunmuş oluyor. Özetle mesele “Onlar doğru, biz yanlış” değil. Hangi aracın daha güvenli ve sürdürülebilir olduğunu ülkenin ekonomik zemini belirliyor.
KREDİ KARTI BORCU İÇİN VARLIK SATILIR MI?
Soru: Geçen ay seyahatimden dolayı kredi kartım epey doldu. Varlıkları bozdurup ödemek mi yoksa yüzde 3.7 faiz oranı ile kredi çekmek mi mantıklı? Hatice
Cevap: Hatice elde avuçta olanı borç ödemek için bozdurmak sana kendini kötü hissettirebilir.