Sizden Gelen Hikayeler

İlişki kurma ve bağlanma kaygısı

Uzun zamandır aradığını bulamadığından yakınıyordun, şöyle arzuladığın bir romantik ilişki yaşamak da hiç kısmet olmamıştı. hani kim bilir ne güzel ne heyecan vericidir ilk tanışma, ilk yemeğe çıkma heyecanları.

Bir etkinliğe davetliydin o akşam,  masada tam karşına oturan kişi dikkatini çekmişti, geçen zaman içerisinde bakışlarının sabitlendiğini fark ettin, özellikle de arkadaşları ile konuşmalarını dinledikçe hayranlığın giderek artmaya başlamıştı. İşte dedin benim aradığım, hayalini kurduğum kişi kendiliğinden ayağıma gelmişti.

Masadaki konuşmalara iştirak etme fırsatını yakalamanın heyecanı ile öylesine dalmıştın ki konuşmana, bir ara herkesi seni dinlerken bulduğunu fark etmiştin. Göz göze geldiğinde başka tarafa bakamaz olmuştun. İlerleyen saatlerde sohbet koyulaşmış, gecenin sonunda bir şekilde telefon numaraları paylaşılmış, görüşelim dilekleri karşılıklı iletilmiş.

Zaman hızla, mutlulukla sevinçle akıp gidiyor, giderek bağlandığını hissediyordun. Bağlanmanın ne olduğunu bilmiyordun, ilk kez başına geliyordu zaten, ancak yaşadığın bu güzel duyguları, ilişkiyi ciddi boyutlara getirme arzularını sabote eden adlandıramadığın duygular belirmişti içinde. Farkında olmayarak güçlü bir bağ kurmaktan uzaklaştırıyordun kendini.               

Neydi acaba bu karşıt bilemediğin duygular, iç dünyada yaşadıkların, seni ilişkiden yavaş yavaş uzaklaştıran.

Neymiş bakalım kişiyi bağlanmaktan uzaklaştıran duygular; 

 Aslında adını koyamadığı bu karşıt duygunun adı “bağlanma kaygısı (anksiyete) “ idi.  Kendi alanına müdahale edileceğini düşünerek bir ilişkiye bağlanmaktan korkmak da denilebilir buna. Özgür ruhum kaybolacak, kontrol elden gidecek düşünceleri, bilinçli ya da bilinçsiz ilişki kurmaktan ve bağlanmaktan uzaklaştırabilir kişiyi. Reddedilme ve terk edilme endişeleri de bunu etkileyebilir.

Bağlanma kaygısı yaşayan kişiler, yalnızlıktan yakınıyor olsalar da yalnız yaşamda kendilerini daha rahat ve güvende hissederler. Bu duygu çocukluktan da kaynaklanabilir, sevgi ve yakınlaşmadan uzak kalan, istekleri tercihleri göz ardı edilen, utandırılan, aşağılanan kişiler bilinçaltına yerleşen duygular ve inançlarla bağlanma kaygısı taşıyabilir. Çocuk büyürken ebeveynlerin, ailenin ona özgüven aşılaması, sevgi ile büyütülmesi, kendisin bir birey olduğu olgusunun yerleştirilmesi, fikirlerine değer verilmesi gelecek yaşamı açısından büyük önem arz etmektedir.

Bağlanma kaygım var mı acaba diye merak ediyorsan kendine sorar mısın;

  1. Başkalarına güvenmekte sorun yaşıyor musun? Terk edilme endişen hakim mi?
  2. İlişkilerde yakınlık, duygusal bağlanma ve benzer duygulardan kaçınır mısın?
  3. Yakın ilişki isterken ve severken aynı zamanda incinmekten ve güvenmekten korkar mısın?
  4.  İlişkilerde güven ve güvenlik duygularına sahip olarak kalıcı ilişki kurar mısın?
  5.  Başkalarından sürekli destek ihtiyacı duyar mısın?
  6.  Değer görmeme endişen var mı?
  7. Partnerini kaybetme endişesi taşıyor musun?

Bağlanma kaygısı stresli olabilir ki bunun fiziksel zararları bedenine yansıyabilir. Kafanda yaşatıyorsan senaryolar ters gidebilecek şeyler hakkında ilişkinden memnun keyifli olman da zorlaşabilir. Böyle hissedersen partnerinden seni desteklemek için neler yapabileceği hakkında konuşman veya bir danışmandan, terapistten yardım alman yararlı olabilir. Faydasını görmeye başladığında alınan yardımlar sonrasında ilişkinin olumlu yönlerine odaklandığını fark edebileceksin.

Bir noktaya dikkat çekmek isterim, bu konuda son yapılan araştırmalara göre bağlanma kaygısı olanların hafızası karışabiliyor, sahte anılar da yaratabiliyor. Öte yandan kaygılı bağlanma stiline sahip kişilerin, günlük sosyal durumlar hakkında gerçekleri yanlış anlama olasılığı daha yükselmektedir.

Bağlanma kaygısı olan bir kişiliğin sevgiye ve ilgiye layık olmadığına dair inancının, yoğun reddedilme korkusunun  aynı ilişkide olan iki kişinin neden bazen dramatik bir şekilde farklı olduğu anlaşılabilir..

Neler Yapabilirsin:    

Endişe, kaygı, anksiyete, ne dersen de, bana göre kendi zihninin yarattığı varsayımlardan, senaryolardan, yani ya olursa ya olmazsa türünden ortaya çıkmakta ve zihnen seni kemirdiği gibi bedeninde salgılanan stres hormonları bağışıklık sistemini de olumsuz etkilemektedir. Yaşamak bize verilmiş en güzel şey, bunun sağlıklı, keyifli, endişelerden uzak olması elbette en güzel dileğimizdir.

Bağlanma endişesi ile de yararlı ve sağlıklı şekilde başa çıkma stratejilerini belirlemek önem taşımaktadır, zira güvenli bir bağlanma tarzına sahip olmak seni genel olarak hem yaşamdan keyif alan ve daha şefkatli bir insan yapacağı izahtan varestedir.    

Kaygıların varsa, kişilerarası ilişkiler ve sosyal etkileşimleri nasıl geliştireceğin konusunda yardım alman, terapi görmenin yaşamını güzelleştireceği, renklendireceği, seven ve sevilen güzel ilişkiler kuracağın, yeni ufuklara yelken açacağın, nabzının daha keyifli atacağı, yaşam sevincinin yükseleceğine inan, olur mu.!

Yaşamak ne güzel şey
Anlayarak, bir usta, kitap gibi
Bir sevda şarkısı gibi
Bir çocuk gibi şaşarak yaşamak...

Yaşamak birer birer ve hep beraber
İpekli bir kumaş dokur gibi
Hep bir ağızdan sevinçli sevinçli bir destan okur gibi

Nazım Hikmet

Endişelerden uzak, dostluklar biriktirerek, severek sevilerek, keyifli samimi ilişkilerle, monotonluktan uzak renkli bir yaşam ve nice güzelliklerle, sağlıkla yaşayalım, umudumuzu yaşam sevincimizi her zaman bizimle olaraktan.      

19 Aralık 2022

Suadiye

Aldatan öpücükler, acıtan gerçeklerGenç kadın dertleniyordu “Çok severim, en yakın arkadaşım, ama söyledikleri hep acıtır canımı, belki doğru söylüyor bilemiyorum, iyiliğim için söylüyormuş, nereden bilecek ki bana ne iyi gelir, bana negatiflik veriyor, bunalıyorum çoğu zaman, kaybetmek de istemiyorum kendisini”