Şimdi ve Daima
1877'den 1917 yılına kadar Kars Rusya'nın bir vilayeti, uzak bir parçası olarak varlık gösterdi. Kafkasya'nın yıldızıydı, öteden beri öyleydi, bu 40 senelik ilginç döneminde de bunu korumayı becerdi. Hayli derin kültürüne, Rus kültüründen de epeyce şey ekledi.
Ağaç işlemeciliği, bahçecilik, yeni teknikler, kiler kültürü, peynir yapımı, farklı reçeller, kak (yani meyve kurutma), ve elbette kaçınılmaz olarak edebiyat, roman, şiir, kitap, kütüphaneler...
Estonya'dan, Almanya'dan, Batum'dan, Sivastopol'den, Azerbaycan'dan ve Hazar'ın ötesinden yoğun göçler geldi. En az İstanbul kadar kozmopolit bir yer haline geldi. Belki çok daha ötesiydi.
Ermeni ustalar taşı işledi. Birkaç caddeyle sınırlı kaldı ama şehir planlamacılığı denilen bir yenilik geldi. Birkaç park, birkaç da bahçe oluştu. Piknik kültürü geldi. Halkın yarısı enstrüman çalar hale geldi. Öteden beri ezbere bildiklerini; yani halk hikayelerini ve destanları bunlarla birleştirdi. Upuzun kış gecelerinin toplu eğlencesi kitap okumak, okuyanları dinlemek, yalancılık denilen basit tiyatro oyunlarına katılmak ya da izlemekti.
Belki bunların, belki yerleşik kadim kültürün, belki de acımasız doğa koşullarında hayatta kalmaya programlı güçlü genlerin etkisiyle Kars'ın insanı biraz farklıdır. Ortalama müzik kulağı güçlüdür, ortalama söz söyleme becerisi güçlüdür, iletişim kurma becerisi güçlüdür. Özgüveni güçlüdür. Bugün Türk medyasında çoğunluk, Türk siyasetinde hatırı sayılır bir etkinlik Karslılarla ilişkilendiriliyor ise belki de sebep bunlardır. :)
Hürmet etme duygusu zayıf bir halktır. Öteden beri siyasetçiler gelip gezdiğinde, büyükler geldiğinde vesaire; hoşlarına gitmiyorsa şayet Kars halkı ellerini filan sıkmaz. Cayır cayır eleştirmeyi, asla gaza gelmemeyi, çoğunluğa katılmaktansa kendisi gibi olmayı iyi becerir. Taraftar olmaz, bence bunlar iyi şeyler... Kars'ta Son 75 senenin seçim sonuçlarına bakarsanız hemen her birinde "kıl payı kazananları" fark edersiniz. Kazananları asla rahat ettirmezler. Söylediklerini takip ederler, sözlerinde durmazlar ise ilk seçimde gönderilirler.
İnsanlar genel olarak sağlıklıdır Kars'ta. Yıkılmaz bir bünyeleri vardır. Kolay kolay hastane görmezler. Kolayca 90'ı görürler.
Daha doğrusu, kadınlar görürler.
Erkeklerimiz çok ama çok fazla et, tabii ki tütün, bulursa da votka sevgisinin ceremesini 50'de çekmeye başlarlar. 70'ini geçen erkek nadir çıkar.
- Bu da bir not olsun. -
Kars'ı çok izlerim ben. Memleketimdir, daha doğrusu babamın memleketidir; özel bir ilgimdir. Sağlıklı çalışan zihinleri, kadınlarla sınırlı kalsa da çok sağlıklı çalışan bedenleri çözmeye gayret ederim. Bir büyüteç alalım, kırsalındaki bir eve tutalım, anlamak için çaba gösterelim. ...
Sabah gözünü açar açmaz tütününü saran emmi, odanın ortasına kahvaltı gelene kadar öylece bekler. Bu esnada kadınlar ahıra girer, hayvanı sağar, kapıları açar, sürüyü evlerin önünden geçe geçe toplayan çobanlara teslim eder. Sütü ocağa koyar, kavurma, kakırdak (yani kavrulmuş kuyruk yağı) ve hatta düpedüz küçükbaş haşlaması içeren erkek kahvaltısını hazır eder. Düşünmesi bile insana ağır geliyor ama bu ağır öğünler, zorlu doğa şartlarının içindeki çok zorlu işlerde (kar küremek, ot biçmek, 10 saat durmaksızın orak sallamak vs.) çalışan erkekler için şarttır. İşler ağırdır, her babayiğidin harcı değildir ve dev kas kütlelerinin de epeyce fazla proteine gereksinimi vardır.
(Bu yoğun protein tüketimi de tütün alışkanlığı ile taçlanınca, ne yazık ki...)
Evin etini erler yerken, kadınlara kemikler kalır. İşte uzun yaşamın sırrı da oradadır. Kemik suyuna yapılan bulgur, patates (kartol), sac böreği, çocukların yakaladığı balıklar... Lahana, katıksız buğday, sarı yağ, çakşır - evelik... yabani otlar. Denk gelirse yabani meyveler - elma, armut...
Kadınlar ağır yükle sınanmazlar. Fakat gün boyu da hiç durmazlar. Hiç durmayan bir ritim, saat gibi, tık - tık... Bedenlerini ideal bir aktivite çizgisinde tutarlar. Yedikleri çok kaliteli, rafine, kalp yormayan gıdalar bu yaşam tarzıyla birleşince sonuç şaşırtıcı çıkıyor.
Küçük birer not olarak bunları aktarmak istedim. Sofra düzenlerken, kendisi ve ailesi için en faydalıyı / en dengeli olanı ararken karşısına çok radikal A yöntemi çıkan, veya onun tam tersini söyleyen B diyetine bakarak ne yapacağını şaşıran birilerine yardım ederler.
Sevgiler
Pınar
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!