Haber

Ey talih, Ay gibi değişkensin

Her şeyin başında merak, ilgi, alt yapı, bilgi donanım gelmekte elbette ancak şu da bir gerçek ki rastlantılar değiştirebilmektedir hayatın akışını.

O Fortuna, velut luna, stata variabilis
(Ey talih, Ay gibi, değişkensin )

Hayatın temelinde rastlantılar olduğu bir vakıadır. Yoksa rastlantıya fırsat vermemeye ve her şeyi kontrol altına almaya yönelik bir kişilik yapınız mı var? Rastlantıların yarattığı fırsatları kaçırmış olmak, geçmişe yönelik düşündüğünüzde kim bilir kaç kez ''keşke!” demişsinizdir kendinize. Iskaladığınız belki de hayatın gerçeğidir.

Carmina Burana

Münih 1895 doğumlu Alman besteci Carl Orff disiplinli bir aile yapısı içinde büyürken odasında oynadığı kukla tiyatrosu için besteler yapmaya başlamış, 15 yaşında iken yerel basında yayınlatarak geleceğin sinyallerini vermeye vererek müzik dünyasına adım atmıştır.

30’lu yaşlara yelken açarken çeşitli kentlerde piyano dersleri vermeye, orkestra şefliği yapmaya başlamış. O yaşlarda çocuklar için müzik eğitimine hatta onların en basit kavrayabileceği enstrümanın vurmalı çalgılar olduğu düşüncesi ile projeler geliştirmiştir. 

Carl’ın müzik düşüncesinin temelinde “ritim” vardır. Çocuklara müzik öğretmenin, gençlere de sevdirmenin önce ritimden sonra da ezgiden geçtiğine inanırdı. Ritim, hareket ve doğaçlama, özgür yaklaşım ilkesi olunca vurmalı çalgılara dayalı besteler de peşinden gelmişti. İlk çağların müzik temelinde de ritim yok muydu,  etkisi altında kalmış, benimsemişti.

Carl’ın dünyaca meşhur “Carmina Burana” bestesinin çok sevilmesinin nedeni onun ritim sevdasından da kaynaklanmaktadır. Nedir bu Carmina Burana, nereden nasıl kısa bir hikayesine bakalım mı.

Bestenin kökleri taa 13. yüzyılın başlarından kalma, gezginci ozanlar tarafından yazılmış, şarkı ve şiirlerden oluşan bir koleksiyona dayanmaktadır. Orta Çağ Latincesi ve Almancası ile yazılan şiirler ve ritmik şarkılar asırlar sonra, 1803’te Bavyera Beuren’de keşfedilir. Carmina şarkılar anlamına gelirken Burana Beuren’deki bir manastırının Latince halidir.

Carl Orff’un tarihe ve antikacılara karşı duyduğu merak ve ilgi onu şansını döndürecek asırlar öncesine ait bir kataloğa ulaştırır. 1934 Yılında Würzburg kasabasındaki bir antikacıda bulduğu kataloğu hemen Latin bilgini Michael Hofmann’a getirir, onun yardımıyla yüzlercesi arasından 24 şarkı seçer ve onları “sahne kantatı” olarak adlandırdığı şekilde, eski çağların müziğinin ritm temelinde birleştirerek besteler.

Carl Orff bu kataloğun eline geçmesini “talihin yüzüne güldüğü an” olarak nitelendirerek şunları söyler; "Bu kitap, 1934 yılının benim için hatırlanmaya değer bir günü olan kutsal Perşembe günü elime geçti. Kitabın ilk sayfasını açtığım anda, meşhur 'Talih ilahesi Fortuna ve Çemberi' tasvirini ve hemen altındaki şu satırları gördüm:

O Fortuna

velut luna

stata variabilis..”

Carl Orff sözlerinde çok haklıydı, kantatı ilk kez  8 haziran 1937’de Frankfurt’ta Carmina Burana adıyla duyulduktan bugüne kadar tanınan sevilen bir eser olmuştur. Ve bu sayede ismi asırlarca yaşamaya devam edebilecektir. Muhteşem prömiyerinden sonra Carl Orff yayıncılara Bugüne kadar yazdığım ve sizin de maalesef yayımladığınız her şey yok edilebilir” demesi de bunun olacağının sinyalini fazlasıyla vermişti zaten.

( 25 Haziran 2018- 3 dakikalık bölüm)

Wheel of Fortuna
(Çarkı Felek)

Kompozisyon yapısının çoğu, “Dönen Talih (Fortuna) Çarkı”  fikrine dayanmaktadır. Burana Kodeksi’nin ilk sayfasında bulunan tekerlek çizimi, tekerleğin dış çevresinde dört ifade içerir; “Regnabo, Regno, Regnavi, Sum sine regno” (Hüküm süreceğim, Saltanat süreceğim, Hüküm sürdüm, Krallığım yok)

                       

                                                   The Wheel of Fortuna from  the Burana Codex

                                                               ( Burana Kodeksinden Çarkı Felek )

Ortaçağ (Medieval) ve antik felsefede, “Wheel of Fortuna- Çarkı Felek” kaderin kaprisli doğasının bir simgesidir. Çark, onu rastgele döndüren ve çarktakilerin konumuna değiştiren ilahe Fortuna’ya (Yunanca Tyche) aittir. Bazıları büyük talihsizliklere maruz kalır, diğerleri beklenmedik kazançlar elde eder. Metafor, antik çağlarda zaten bir klişeydi.

Talih ve çarkı tarih boyunca bir imaj olarak kaldı. Shakespeare Hamlet eserinde ; “Çirkin talihin sapanları ve oklarından kişileştirilmiş talihin tekerleklerinin tüm parmaklıklarını ve saplarını kırmaktan” söz eder. 

Çark sık sık kumarbazlarla da ilişkilendirilir ve zarın, belirsiz talih için birincil metafor olarak yerini aldığı da söylenebilir.

İspanyol yazar Artura Perez 1993’de yazdığı Dumas Klubü ( The Club dumas)  adlı polisiye romanında metne eşlik eden resimlerden biri Çarkı felek içerir. Amerikalı yazar J.K.Toole bir romanında kahramanı şöyle der; Çarkı Felek tüm insanların kaderinin kaynağı olduğuna inanıyorum

Müzik, film, oyunlar ve televizyonlarda da Çarkı Felek hep gündeme gelmiştir.

Hayatın akışındaki çarkınızın talihli dönmesi için merak, bilgi, sorgulayıcı düşünce, kuantum felsefesi, sahibi olmanız, endişeli senaryolardan alınganlıktan uzak, başkalarının nomine ettiği değil kendi hayatınızı hayalleriniz ve hedefleriniz doğrultusunda yaşamayı dikkate almak istemez misiniz? 

1 Aralık 2022

Suadiye

Rastlantılar Değiştirir Mi Hayatın Akışını? - Paradurumu.com

The Story Of Carl Orff's Carmina Burana - Classic FM

Fortuna's Wheel - MollyMcGreevy

Carmina Burana neden çok seviliyor? - ŞEFİK KAHRAMANKAPTAN - www.sanattanyansimalar.com

Fethi Denizmen yazdı: Farklı olursa fark yaratırMuhteşem güzelliğim var, asırlar boyu görülmeye değer bir sanat eseriyim. Ancak dünyaca tanınmak için sıra dışı bir şey yapmalıydım, yaptım da! Eğdim biraz kendimi, adıma Lening Tower dediler. Artık sadece Toskana’nın değil, dünyanın mirası oldum.