Sizden Gelen Hikayeler

İnsanlık Halleri Üstüne Doğaçlamalar

Bu hafta, çeşitli tarihlerde ‘insan ve halleri üstüne’ doğaçlama olarak yazmış olduklarımdan bir demet sunmak istedim sizlere. İyi okumalar.

Bu hafta, çeşitli tarihlerde ‘insan ve halleri üstüne’ doğaçlama olarak yazmış olduklarımdan bir demet sunmak istedim sizlere. İyi okumalar.

Vermek, Verebilmek! (Veren El)

Vermek, verebilmek karşılık beklemeden…

Akılla bağdaşır bir hal değildir.

Varlık-yoklukla da ilgili değildir.

Vermek, verebilmek…

Bir idrak, bir gönül ve bir vicdan zenginliğidir!

Hiçbir karşılığı olmadan, ya da;

Hiçbir karşılık beklemeden vermek,

Hesabını yapmadan verebilmek

Ve ardını dönüp çekip gitmek;

Unutmak verdiğini…

 

Akılla bağdaşır bir hal midir bu?

Ne kadar zengin ne kadar varlıklı olursanız olun

Bir düşkün, bir ihtiyaç sahibi karşısında;

Bir idrake sahip değilseniz,

Vicdanınız, bencilliğinizin kör güdülemesinde

Taş bağlamışsa eğer;

Kalbinizde sevgi kırıntısından bir eser yoksa,

Evren sizin olsa dahi, bir yıldızını bile vermezsiniz…

 

İdrakiniz, vicdanınızın sesiyle titriyorsa eğer,

Sevgi doluysa yüreğiniz;

Karşınızda aç bir kursak durur iken,

Bir lokmayı bile yiyemezsiniz;

Ya böler verirsiniz ya yemez verirsiniz.

Vermek, verebilmek bir hediye!

İdrakleri ve vicdanları bileye…

Nisan 2010 K. Çamlıca

(Vermek, verebilmek eylemi tüm aksesuarını; nezahetini, inceliğini, içtenliğini ve bütün güzelliğini yanında taşımalı, taşıyabilmelidir. Çünkü almak, ‘alan el olmak’ insan onur ve haysiyeti için çok ağır bir yüktür!)

Alan El!

Güçlü olacak birileri;

Varlıklı, zengin.

Birileri de güçsüz olmalı;

Yoksul, yoksun ve aciz…

Güçlünün olacak dünya!

Varlıklı olmanın gereği bu…

Yoksul ve yoksunların adı üstünde;

Nasipsizler güruhu…

Neylersin ki;

Böyle buyurmuş Tanrı!

‘Zengini zengin, fakiri fakir yaratmış…’

Bir veren, bir de alan olmalı ki;

Başlasın eyyam!

Veren el vererek sevap yazdıracak

Kefaretini ödeyecek!

Alan el ise günü kurtaracak…

Ve dua edecek Tanrısına

Veren eller için…

 

Vermek keyifli olsa gerek.

Çünkü ‘veren el, alandan üstün!’

Verdikçe şanı artacak!

İnsanların üstüne basa basa,

Gücünün erincine varacak!

Bu dünyada işi iş zaten,

Öbürüne de hazır olacak!

Şunu da unutmayacak verirken;

‘Az veren candan, çok veren maldan’

Hesabını yapacak verdiğinin…

İfrattan(!) sakınacak!

 

Alan el oldunuz mu hiç?

Bilmiyorum ama

Empatisi bile

Diken, diken ediyor

İnsanın tüylerini

 

Yoksun, yoksul ve aciz!

Esasen yerde sürünüyor

Onur ve haysiyeti…

Bir de alırken terk edecek

Elde kalan son kertiği!

Aralık 2012- Acıbadem

Vicdan ve Cüzdan

Bir yanda vicdan,

Bir yanda cüzdan…

Hangisi ağır basarsa

Oraya gider insan…

Mayıs/2009-İçmeler

Tabii ki, bütün bunlardan muradımız; veren-elin de alan-elin de olmadığı, olmayacağı bir Dünya(!) İnsanların birbirlerine muhtaç olmadığı, daha doğru bir ifadeyle, muhtaç edilmedikleri bir dünya. Bahçelerinde, parklarında omuz-omuza, el-ele oldukları barış içinde bir dünya. Nehirlerinde, denizlerinde, ormanlarında kardeşçe ve özgürce dolaştıkları bir dünya. Nefretin sevgide yok edildiği; hırsın, ihtirasın, açgözlülüğün ve bencilliğin ayaklar altına alındığı bir dünya. Kafalardaki, ruhlardaki cennetin yeryüzünde gerçekleştirildiği ve yaratıldığı bir dünya!

Çok şey mi istiyorum bu eşref-i mahlûkattan? Kendini yaratılışların en şereflisi olarak kurgulayan ve tanımlayan bu insanoğlundan.

İnancım o ‘dur ki; insanın idraki ve farkındalığı onu mağara kovuklarından gökyüzünde yıldızların arasına taşıdı. İnsanlık tarihi, onun düşüncesi ile pratiği arasındaki diyalektik örüntüden başka bir şey değildir. Boşlukta bir yerlerden bir yerlere doğru gitmekteyiz. Evrimimiz bizi hangi kapıya çıkarırsa o kapının önünde oluruz. Ancak bu hiçbir zaman son kapı olmaz. Ama şöyle ama böyle; idrak ve farkındalığımızın ışığında, kör güdülerimizi aşarak geldik buralara. Gelecekte ‘daha iyi ve daha güzel’ bizim olacak. Lütfen! Mars gezegenindeki bir ‘homo-sapiens’in yeryüzündeki bir ‘homo-erectus’ ya da bir ‘homo-hobilis’e sevgi içinde el salladığını kurgulayarak düşününüz. O zaman bana hak vereceksiniz. Sevgide kalınız.

Nisan 2021- Marmaris 

Cemal Çalımer

Doğruluk, Güzellik ve Sevgi ÜstüneDoğru olmak, insanın sahip olabileceği başat erdemlerdendir. Güzellik ise duyumsanan bir haz ve erinç halidir.