Sizden Gelen Hikayeler

Hayatın Planlı mı, Akışında mı?

İçinden çıkamadığın sorunlar yumağında yuvarlanıyorsun. Dertlerini yakın dostuna açmışsın, paylaşmışsın, rahatlamışsın bir nebze de olsa… Ama yetmez, bir ışık beklersin aydınlığa çıkmak için.

İçinden çıkamadığın sorunlar yumağında yuvarlanıyorsun. Dertlerini yakın dostuna açmışsın, paylaşmışsın, rahatlamışsın bir nebze de olsa… Ama yetmez, bir ışık beklersin aydınlığa çıkmak için.

Hayatı akışına bırakmalısın, çıkış yolu bulamadığın sorun için… Kuşların kanatlarını rüzgâra bıraktığı gibi. Özellikle de sevdiğinden yansıyan seni üzen terk edilme endişeleri olduğunda.  İlişkilerde şöyle derler genelde; zorlama, akışına bırak, bekle...

Hayat tabii ki sadece ilişkiler ve sorunlardan ibaret değil, bazen uzun bir yol vardır önünde kat edilecek. Karşına çıkan kavşaklardan rastgele şansıma deyip devam edersin birini tercih ederekten. Ya da önceden planlamışsındır yolunu.

Farklı yollardan hangisi sorusuna verilecek cevap senin seçiminde gizidir. Bu seçim senin, bu hayat senin!

Bazen şöyle derler sana; ‘’Bak nehir kendi akıntısında yol açmış gidiyor, denizine ulaşmaya. Nehrin yatağını değiştirmeye çalışacağına, bırak yol göstersin akıntı sana.’’

Planlamayla mı, akışla mı gidiyorsun hayatın yolunda? Bazen çok meşgul günlük hayatın olur. Sürekli olarak çevrelenmişsindir insanlarla, meşgulsündür, akar gider zaman daldığın işlerde… Aktivitelerde, şu bu derken tek düze bir şekilde hızla geçmiştir hayat.  

Bazılarımız için yıllar geçip gider, bir mucize umudu vardır içinde hiçbir şey olmazken. Öylece oturur, bekler ki kendiliğinden gelsin güzellikler. Bir gün dank eder, aniden sorgulamaya başlarsın hayatını. Mutlu olduğum anlar ne kadar, amacım ve hayatın anlamı ne benim için, kariyerim nereye gidiyor?

Karmaşık mı geliyor hayat, cevaplar nerede acaba?

Biraz durup, derin nefes alıp, düşüncelere dalıp, ne yaptığını, hayatından ne beklediğini sorgulamaya ne dersin?

Biliyorsan briç ve satranç oyununu bir sonraki hamlede ne yapacağını kurgulamak ve planlamak zorundasındır. Akışına bırakamazsın. Aksi halde yenilgi pek muhtemeldir. Briç de şilem oynayan sensen planlamalısın on üç ellik oyunda on iki eli nasıl alırım diye daha başlamadan oyuna.

Belki de riskleri ve karşılaşacağın sürprizleri seviyorsundur. Beklenmedik sana güzel bir yol açacak rastlantıları da umut ediyorsundur. Otur, düşün, kafa yor, planlar yap amaçlarına ulaştıracak, misyonunu belirle. Kariyere bir mola verip, seyahat ayarla, hatta yalnızlığınla baş başa, nasılsa beynin senin için kendiliğinden düşünür… Bir sabah uyanırken, gözlerini açmadan söyler kararlarını.   

Bir de bakmışsın, yalnızlığında tatilinin, beynin sana mırıldanmaya başlamış sabah mahmurluğunda, hadi planla hayatını daha önce kurduğun hayalleri canlandır diye. Kendine hedefler koy ve bu hedeflere ulaşmanı sağlayacak adımlarını belirle.

Amacın ne olursa olsun, kendine inan ve kendini asla çevrendeki insanlarla karşılaştırma. Kimseyle yarışta değilsin zaten, kendi hızında yürü, çalış, çok çalış, kendi şansını yaratacak eğitimin de alt yapın da donanımlıdır, seni destekleyecektir mutlak. Hedeflere ulaşmak için zaman zaman, karakterine orantılı, riskler de almak gerekebilecektir.

“Düşün ve Zengin Ol – Think and Grow Rich “kitabının yazarı Amerikalı Napeleon Hill (1883 – 1970) der ki; “İsteğinizi gerçekleştirmek için kesin bir plan oluşturun ve bu planı hayata geçirmek için, hazır olun veya olmayın, hemen aksiyona geçin.”

Bir alıntı da Amerikalı girişimci ve yazar Jim Rohn olarak bilinen Emanuel James Rhon’dan (1930 – 2009) yazalım;

“Kendi yaşam planını tasarlamazsan, muhtemelen başka birinin planında bulacaksın kendini. Ve tahmin et bakalım senin için ne planladılar? Fazla değil.” 

Bugünkü yazımı Stoacı filozof Epictetus’un bazı sözleri ile bitirmek isterim. Stoacılar için insanın temel amacı mutluluktur. Mutluluğa ulaşmak içinse doğaya uygun yaşamak gerekir.

Epictetus yaklaşık yirmi asır önce, M.S. 50 li yıllarda Hierepolis’de köle olarak doğmuş (bugünkü Pamukkale) sonra azat edilmiş, Antik Roma’da yaşamını sürmüştür.

“Size ne olduğu değil, önemli olan ona nasıl tepki verdiğinizdir.'''

Bir şey olduğunda, gücünüzdeki tek şey ona karşı tutumuzuzdur. Her şeyi kontrol edemezsiniz, kontrolünüz dışındaki her hangi, bir şeyle ilgiliyse, endişelenmemeniz için kendinizi eğitiniz. Bizi gerçekten endişelendiren ve hayal kırıklığına uğratan şey, dış olayların kendileri değil, onlar hakkında düşünme şeklimizdir.

Bizi rahatsız eden şeyler değil, onların önemine dair yorumumuzdur. Önce kendinize ne olacağını söyleyin ve sonra yapmanız gerekeni yapın. Size ne olduğu değil, ona nasıl tepki verdiğiniz önemli. Mutluluğun tek bir yolu vardır ve bu da gücümüzün veya irademizin ötesinde olan şeyler hakkında endişelenmeyi bırakmaktır.

Her günü özel ve güzel yaşamanız dileğiyle.

24 Nisan 2021

Heybeliada

Fethi Denizmen