Sağlık

Yeni Yıl Hedeflerimiz...

2026’ya merhaba demeye hazırlandığımız şu günlerde ben de Paradurumu vasıtasıyla sizlere “Merhaba” demek istiyorum. Yeni köşe yazarı olarak sağlıktan, beslenmeden, spordan, holistik yaşamdan, belki biraz şifadan, meditasyondan, nefesten, ama her şeyden daha çok “gerçek” kendimizden bahsedeceğiz.

Bunları hangi sıfatla ve hangi yetiyle kaleme alabildiğimi ise aşağıda beni anlatan küçük bir tanıtım yazısında görebilirsiniz.

Madem yeni bir yıla adım atıyoruz sizlerle beraber, o zaman öncelikle güzel dileklerle başlamak istiyorum, izninizle.

Dünyanın biraz daha yavaşladığı, toprağın, suyun ve havanın nefes alabildiği, ülkelerin değil insanlığın, ayrışmanın değil merhametin güçlendiği, gürültünün azaldığı, kalbin sesinin daha net duyulduğu, dışarıda aradığımızı içimizde hatırladığımız, kendimize yeniden döndüğümüz, aceleyi bıraktığımız, “yetişmek" yerine “hissetmeyi” seçtiğimiz, insan olmanın, birlikte yaşamanın ve tüm canlılarla bir bütün olmanın sorumluluğunu daha derinden kavradığımız, şefkatin, vicdanın ve umudun çoğaldığı bir yıl olsun 2026! Hoş gel, hoşluklarla gel, hoşluğa gel...

Her yer ışıl ışıl, cıvıl cıvıl. Herkeste bir koşturma, bir telaş hali. Hediyeler, paketler, alışverişler, istekler, hayaller... Yeni yılla gelen bir heyecan var hepimizin içinde. Ve yine her yıl yaptığımız, hazırladığımız gibi 'yeni yıl hedeflerimiz' var. Hatta artık bu hedefler için, özel defterler, takvimler, organizerler (düzenleyiciler), bir de bu düzenleyicilerin günlük, haftalık, aylık ve “Hayat Düzenleyiciler”i var! Düzene sokmamız gereken ne kadar çok şeyimiz varsa...

Evet, belli bir şekilde düzenli olmak, ne yapacağını bilmek, ona göre organize olmak güzel bir şey, ama her şeyde olduğu gibi dozunda diye düşünüyorum. Her anını, her saniyeni düzenlemeye çalışmakla geçirdiğinde nerede kaldı “an”ı yaşamak? Hani şu günümüzün moda kelimesi var ya, “Anı yaşa, anda kal”. Sosyal medyadan kafelerdeki menü tablolarına kadar sıçrayan bu söylem bize bir yandan anda kalmayı hatırlatıyor, ama diğer bir yandan bizi andan koparan aylık, haftalık defterler, hayat düzenleyicileri yaratıyor: Komik bir paradoks.

“An”da kalmak. Gerçekten “an”layabiliyor muyuz ne demek istediğini? Anlamak kelimesinin içinde “AN” kelimesi geçiyor, yani aslında gerçekten o yaşadığımız “şimdi”de olabilirsek anlayabiliyoruz.
Şimdi’de bilinç vardır; geçmiş ve gelecekte ise “zihin”, yani vesvese, endişe, kaygı... Sadece “AN”da gerçek sen varsındır. KENDİN varsındır...

O zaman gelin beraber bu sene bir değişiklik yapalım. Her yıl aynı kelimelerle, aynı listelerle doldurduğumuz “Yeni Yıl Hedeflerimiz”i bir gözden geçirelim:

Daha erken kalkacağım.

Daha sağlıklı besleneceğim.

Spora başlayacağım.

Her gün 10 sayfa kitap okuyacağım....

Devamını siz getirin. Sürekli bir yarış içindeyiz sanki. Hep daha “iyi halimiz”, sürekli bir adım önde olmak için. Sanki hiçbir zaman olduğumuz şeklimizle yeterli değilmişiz gibi. Oysa asıl mesele, hep ileride olmaya çalışırken “kendimizi” geride bırakıyor olmamız olabilir mi? Bir sonraki hedefi düşünürken bu anı kaçırma, yapılacaklar listesiyle yaşarken hissettiklerimizi duyamamak, o küçük kızın, o küçük oğlanın sesini duyamamak...

İçimizde yıllardır susturulmuş bir ses var. Telaşın, beklentilerin “yetişmeliyim”lerin altında kalan küçük bir ses... Bize neyin iyi geldiğini, neyin yorucu olduğunu, neyin gerçekten bize ait olduğunu fısıldayan o ses.

Belki de bu yıl tek hedefimiz, o sesi yeniden duyabilmek olabilir.

Belki bu yılın kararı daha fazlasını yapmak değil, daha derinden yapmak, fark etmek olabilir.
Belki bu yılın amacı daha çok koşmak değil, durabilmeyi öğrenmek olabilir.
Belki bu yılın niyeti daha çok hedef koymak değil, “gerçek kendimizle”, o küçük, cılız sesin sahibiyle konuşabilmek, duyabilmek, temasa geçebilmek olabilir.
Belki bu yıl tek bir hedef yeterlidir: O küçük çocuğun sesini duyabilmek ve duyurabilmek! O ilişki başladığında zaten gerisi kendiliğinden gelir. Neyi bırakman ya da neyi hayatına davet etmen gerektiğini o sana zaten söyleyecektir!

Karar senin :)
Mucizeni göreceğin ve yaşayacağın bir sene olması dileğiyle.

Sevgiler, Ayça 💛

***

Ayça Kaşıkçı Çalımer

Galatasaray Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler / Türkiye

Paris Descartes Üniversitesi, Sürdürülebilir Kalkınma Hukuku Master (Sürdürülebilir Gıda Master Tezi) / Fransa

Bütünsel Beslenme Uzmanı, Integrative Nutrition Institute / New York, US

Emotional Eating Psychology, Integrative Nutrition Institute / New York, US

Mindfulness Meditation / New York, US

Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçu / Functional Medicine Health Institute / New York, US

Ayurvedic Beslenme / Chopra Institute / New York, US

Clinical Pilates Instructor & PT / Breathe Pilates / Melbourne, Australia

Kozmik Şifa Terapisti

5 sene Rusya, 3 sene Türkiye’de çeşitli sitelerde köşe yazarlığı

BütünSEN Sürdürülebilir Sağlık Platformu Kurucusu

HediyeSENsin Kurucusu