2100'de Kim Olmak İstiyoruz: Mindy Mi?
Yıl 2100… Geçenlerde birkaç ay arayla yapay zekâ tarafından iki görsel yayınlandı. Bu iki karakterden ilki Mindy, ikincisi ise Anna olarak isimlendirilmişti.
İki görsel de bugünkü yaşam tarzımızın bir yansıması.
Eğer gidişat değişmezse aynı zamanda bizi bekleyen ürkütücü
geleceğin ta kendisi.
Yani, bakınca bu tasarımlar bize adeta bas bas bağırıyor, devam edersek bizleri nasıl bir geleceğin beklediğini gözler önüne seriyor.
Kısalmış bir boyun, pençe gibi bir el, gözde ikinci bir koruyucu tabaka, daha kalın bir kafa derisi, şiş ayaklar, kalınlaşmış bir bel çevresi, kambur bir sırt…
Bu kadar hareketsiz kalmaya, bu kadar kötü beslenmeye devam
edersek 2100 yılında insanlık böyle bir duruşa evrilecek.
Sandalyeye yapışık bedenlerimiz, 10 saat masa başı oturup bir
saatlik antrenmanla kendini dengeleyeceğini sanıyor.
Ne yazık ki bu yetmiyor.
İnsanlık, nesiller boyunca asla bu kadar hareketsiz kalmamıştır ve
fizyolojisi de buna uygun değildir.
Buradan geri dönüşün tek çözümü var: Hareket etmek; sürekli,
düzenli ve gün içine yayarak.
Çünkü sağlıklı bir beden sadece “egzersiz saatlerinde”
şekillenmez.
Omurgamız, kaslarımız, kalbimiz, beynimiz saatlerce durağan kalmayı
kaldırmaz; aksine, hareket ettikçe fonksiyonlarını daha iyi yerine
getirirler.
Bu yüzden, sedanter yaşama sahip olan bizlerin her saat başı
mutlaka hareket etmesi gerekiyor.
Lütfen 1-2 dakika bile olsa o masadan
kalkın.
Merdiven inip çıkın, yerinizde zıplayın, sandalyeden birkaç kez
oturup kalkın, duvarda minik şınavlar yapın.
Ama mutlaka hareket edin, nabzınızı biraz olsun hızlandırın🏃♀️ Ve
evet, tüm bunları yaptıktan sonra günlük yaşamınıza planlı
egzersizleri de mutlaka dahil edin.
Unutmayalım:
Hayat dinamiktir. Ve hareket, sağlıklı kalmanın en elzem
yoludur.
Gelecekte, bedenen bugünkü varlığımızı sürdürmek; enerjik,
güçlü ve canlı bireyler olarak var olmak bizim elimizde.
Sağlıkla kalın, hareketle kalın.