Kültür-Sanat

İnsanlığın Üç Hali

İnsanlık hep iki ayaklı oldu; biri yere basarken diğeri boşlukta oldu. Devamlı ikilem içindeydi. Gündüzleri gözleri açık, geceleri kapalı oldu.

  • Gündüzleri fizik Evreni yaşarken geceleri rüya gördü hayal kurdu. Bilinmezlerle dolu muazzam bir boşluğun içinde vahşi hayvanlarla ve doğayla boğuştu.
  • Bir yandan korktu bir yandan düşündü. farkındalığı ona bilmeyi ve hayal kurmayı öğretti.
  • Bu yüzden hem inançları hem bilimi oldu. Bu her iki evreninin de ucu bucağı yoktu. İnsan adeta bir sonsuzluklar deryasında yüzer haldeydi
  • Aklıyla fizik Evrende ayakta kalmaya çalışırken korkuları nedeniyle de güvence içinde olmak istiyordu.
  • Kendisi dâhil etrafındaki her şeyin bir sahibinin olduğuna hükmetmiş. Binlerce yıl durmadan etrafınla denge kurmaya çalışmış ancak ilk zamanlar bildikleri gördükleri pek cüce olmuş, bu yüzden uzun bin yıllar metafizik dünyanın ulağı ve mahkûmu olmuştur.
  • Bu onun teolojik dönemidir. Bilemediği aşamadığı her bilinmezin bir tanrısı oldu. Giderek tecrübe edindi bilgilendi metafizik sahada ki bilinmezler bilinir hale gelince Tanrının tek ve mutlak olduğuna hükmetti ve dünyadaki yaşamını bu gücün emirlerine ve buyruklarına göre biçimledi ve din kültünü oluşturdu bu onun metafizik dönemiydi.

  • Bu döneminde de çok büyük bedeller ödedi insanoğlu. Giderek tecrübeleri artıyor, deneyleri çoğalıyor ve düşünüyordu. Akıl ve pozitivist çağı nihayet yakalamıştı ve her şeyi usa vuruyor hatta metafizik dünyasındaki gizil ve karanlık dünyaları da aydınlatmaya çalışıyordu.

  • Günümüz dünyasında artık insanoğlu doğa ve etrafındakilerin sırrını çözmüş çoğu şeyi bilinir hale getirmiştir. Her gün binlerce bilinmeyen bilinir hale gelirken icat ve keşifleri de dur durak bilmemektedir.

  • Bugün bilmediklerinin en büyük ve en gizemli olanı uzaydadır ve insanoğlu bilinmezi bilinir kılarak fizik dünyasını hızla geliştirmekte ve güçlendirmektedir.

  • Bu yüzden, din ve dincilik cehaletle doğru orantılı, akıl ve bilimle ters orantılı bir seyir takip etmiştir. İnsanlar aydınlandıkça din güçten düşer. Akılla aydınlanmış bir toplumda dinin kasveti ve karanlığı ortadan kalkar.

  • İnsan asırlar boyu korkularının, hezeyanlarının ve sanrılarının esiri olmuştur. Umudu ise hiçbir zaman tükenmemiştir. İnsanın bu hali, din kültünün ve ruhban sınıfının oluşmasına ve yaşatılmasına sebep olmuştur.

  • Günümüzde bütün büyük dinler, eski etkinliklerini yitirse de insanın umut ve korkuları hep olacaktır. Bu da yeni dinleri, yeni tinsel kümelenmeleri ve kılavuzlukları hep gündemde tutacaktır.

  • Son 30-40 yıldır 1990’lardan itibaren dünyada her şey şaşmaya başladı. Anlayışlar, değerler, ideolojiler yavaş yavaş değişiyordu. Gerçeklik algısı değişirken ve herkesin gerçeği kendinin olurken gerçek ortadan siliniyordu. Yaşam gerçeklerden değil ve fakat kişisel algılamalardan ibaretti.

  • Kalıplaşmış öğretilerden kalıplaşmış sanat anlayışından kaçılıyor hatta saçma bulunuyordu.

  • Saçma ve anlamsız olarak bulunan eskilerin yerini yeni saçmalıklar ve anlayışlar alıyordu. Duvara asılan bir oturak ya da klozetin sanatsal değerlendirmesi yapılıyordu.

  • Post-modern hatta daha ötesi olarak adlandırılan bu çağ insanlığın ardında bıraktığı klasik çağlara benzemiyordu.

  • İnsanlığın bu saate kadarki kazanımlarının altüst edildiği bütün değerlerin sorgulandığı ya da farklı şekillerde yorumlandığı teknoloji ve bilişimin zirve yaptığı bu yeniçağ ve ötesi insanlık hallerinin dördüncüsü ve hatta beşincisi olarak nitelendirilebilir ya da adlandırılabilir ölçüde ve farklılıktadır.

  • Karşımızda artık biyolojinin sınırlarını zorlayan biyonik (biyo-teknolojik) bir insan, İnsan zekâsını zorlayan ve ona korku yaşatan bir yapay zekâ, İnsan emeğini boşa çıkaran bir robot teknolojisi, insanlık macerasını yıldızlar arasında devam ettirecek bir bilişim ve teknoloji patlaması insanın geride bıraktığı klasik üç halinden (devirden) çok daha farklı ve çok daha boyutludur.  

  • İnsanlığın pozitif çağı modernizm diye de adlandırılır. Modernizm esasen bu devrenin ürünüdür.  Bunun üstüne gelen ve yaşadığımız bugünkü dönemi post modernliği de geride bırakan “post-modern ötesi” olarak adlandırmak mümkündür

  • Yuval Noah Harari²,’ye göre bugün insanlığın geldiği son aşamada insanoğlu tanrısallığı ve ölümsüzlüğü gerçeklemeyi düşünmektedir. Böylece Homo sapiens’in, “önemsiz bir hayvandan” dünyanın hâkim varlığına yükselme sürecini ve bu yükselişin gelecekte nasıl everilebileceğini sorguluyor.


Ekim2025 Ören/Balıkesir

¹ İnsanlığın Üç Hali: Üç aşama yasası , Auguste Comte'un Pozitif Felsefe Dersi adlı eserinde geliştirdiği bir fikirdir. Toplumun bir bütün olarak ve her bir özel bilimin, zihinsel olarak kavranan üç aşamadan geçerek geliştiğini belirtir: 1) Teolojik aşama, 2) Metafizik aşama ve 3) Pozitif aşama.


² Yuval Noah Harari’nin “Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” adlı eseri, insanlığın geleceğine dair çarpıcı ve derinlemesine bir perspektif sunuyor. Harari, insan türünün geçmiş başarılarından hareketle gelecekte karşılaşabileceği olasılıkları, potansiyel dönüşümleri ve insanoğlunun mutluluk, ölümsüzlük, tanrısal bir varlığa evrilme isteği gibi temel konularını ele alıyor.