Haber

Atom bombası sensörleri mavi balinaları nasıl buldu?

Nükleer patlamaları takip etmek için kurulan bir sensör ağı, bilim için beklenmedik fırsatlar sunmaya başladı. Bu ağ sayesinde, uzun yıllar boyunca fark edilmemiş bir pigme mavi balina sürüsü keşfedildi.

Bilinmeyen Sürülerin İzinde

Bu devasa canlılar, 24 metreye varan uzunlukları ve 90 tonluk ağırlıklarıyla okyanuslarda yüzdü. İnsanlık, yakın zamanlara kadar Hint Okyanusu'ndaki bu gizemli pigme mavi balina sürüsünün varlığından habersizdi. Ancak 2021'de bu sürünün varlığı, nükleer silahlarla ilgili bir sensör ağı sayesinde ortaya çıktı.

Nükleer patlamaların oluşturduğu tehdide karşı küresel bir uyanışla, 1990'larda birçok ülke, nükleer testleri izlemek amacıyla Kapsamlı Nükleer Test Yasağı Anlaşması'nı imzaladı. Bu anlaşmanın bir parçası olarak, nükleer patlamaları tespit etmek için dünyanın dört bir yanına sensörler yerleştirildi. Ancak zamanla bu sensörler, okyanuslarda, atmosferde ve yeryüzünde meydana gelen diğer sesleri ve hareketleri de yakalamaya başladı.

Uluslararası İzleme Sistemi, 300'den fazla tesisiyle nükleer patlamaları tespit edebilmekte. Bu tesisler arasında sismik istasyonlar, okyanuslardaki hidro-akustik mikrofonlar, infrasound istasyonları ve radyoaktif detektörler yer alıyor. Bu istasyonlar, dünyanın en izole yerlerinde, Pasifik'ten Antarktika'ya kadar birçok bölgede faaliyet gösteriyor.

Uluslararası İzleme Sistemi sensörlerinin çoğu Antarktika gibi uzak yerlere yerleştirilmiştir (Credit: CTBTO)

Sonsuz Okyanusun Sırları

Dünya'nın en derin okyanuslarında, yüzyıllardır fark edilmeyen bir pigme mavi balina sürüsü yaşamını sürdürüyordu. Atom bombaları ve nükleer patlamaları tespit etmek için kurulan sensörlerin, bu muhteşem canlıların keşfinde rol oynaması, bilimin ne kadar öngörülemeyen yollarda ilerleyebileceğinin bir kanıtıdır.

Nükleer patlamaların tehlikelerini tespit etmek için kurulan Uluslararası İzleme Sistemi [IMS], şimdiye dek çok daha farklı alanlarda keşiflere imza atıyor.

Nükleer Tehditten Doğan Bilimsel Fırsatlar

Xyoli Perez Campos, IMS'nin Viyana'daki direktörü, bu sensör ağının herhangi bir nükleer patlamayı tespit edebileceğini belirtiyor. Söz konusu patlama su altında, yer altında ya da atmosferde gerçekleşirse, sensörlerin bu olayları tespit edecek teknolojilere sahip olduğuna dikkat çekiyor.

IMS, Kuzey Kore'nin nükleer denemeleri sırasında sismik sensörlerle patlamaları algılamış, ayrıca Beyrut'taki büyük patlama ve Hunga Tonga-Hunga Ha'apai'deki volkanik patlama gibi nükleer olmayan olayları da tespit etmiştir.

Sessiz Okyanusun Gizemli Melodileri

Ancak IMS'nin yetenekleri nükleer tespitlerle sınırlı değil. Bilim insanlarına açılan bu verilere dayanarak, araştırmacılar, balina şarkılarından yeraltı volkanik aktivitelere kadar bir dizi olayı algılamak için bu ağı kullanmıştır.

Balina şarkısı ilk olarak Maldivler'in güneyindeki Chagos takımadalarında bulunan Diego Garcia mercan adası yakınlarında duyuldu (Credit: Getty Images)

Bir grup Avustralyalı araştırmacı, IMS'nin hidro-akustik ağını kullanarak pigme mavi balinaların şarkılarını dinledi. Sydney'deki New South Wales Üniversitesi'nden Emmanuelle Leroy ve ekibi, Hint Okyanusu'nda yeni bir balina şarkısı tespit ettiler. Yapılan analizler, bu şarkının tamamen yeni bir pigme mavi balina popülasyonuna ait olduğunu gösterdi.

İnsanlık Adına Bilimsel İlerlemeler

Nükleer tehditlere karşı kurulan IMS, tüm dünyaya benzersiz bir gezegen izleme ağı sunuyor. Xyoli Perez Campos, bu ağın, bilimin ve teknolojinin insanlık için olumlu bir şekilde nasıl kullanılabileceğinin örneklerinden biri olduğunu vurguluyor.

IMS'nin kurucuları, bu ağın potansiyel kullanım alanlarının tümünü öngörememiş olsa da, bugün bu ağ, dünyanın dört bir yanında, sıradışı bir balina sürüsünden çok daha fazlasını duyarak doğa ve insanlık hakkında benzersiz bilgiler sağlıyor.