Gündem

Bahanelerin Arkasındaki Kilit Ne?

'Ben yapamıyorum ki... 'Gidecektim ama bugün kalkamadım. 'Zaten ben başvursam da beni almazlar...' 'Konuştum ama çözemedim.' 'E-Mail atacaktım ama' ...

Özellikle iş hayatında hiçbir şeyin bahanesi olmaz. 

“Yapamadım” değil, “Yapmak istemedim” vardır ama gizli cümledir. Söylenmez.

Aslında hayattaki her şey gibi bu da.

Kendi becerilerinizin ya da heyecanınızın çok dışında olan şeyleri de yapmak istemezsiniz.

Tam bu anda kendinize şunu sormanız gerekir.

Sevdiğim işi mi yapıyorum?

Ya da yaptığım işi gerçekten seviyor muyum?

Yoksa sadece para kazanmak için mi çalışıyorum?

Keyif aldığınız bir iş yapıyorsanız eğer, ‘yapamadım’lar yoktur hayatınızda.

“Ben bunu hallederim, öğrenirim” gibi cümleler dolaşır etrafınızda.

Ya da ‘konuya vakıf değilim' diye düşünmezsiniz, eğer heyecanlanıyorsanız, konuya ne kadar sürerse sürsün vakıf olursunuz.

Ya da sizin iş tanımınızda mı yoksa değil mi diye bakmazsınız. 

Yaparsınız.

Üçüncü bir şık, verdiğiniz emeğe kıymet verildiğini görürseniz, işte tam o zaman her şey emek vermeye değerdir. 

Yapacağınız iş kapasitenizin altında ya da üstünde olsa da, kurumsal bağlılık her şeydir. 

Kurum sizi siz kurumu koruyup kolladığınız sürece, üretir, güçlenir ve çalışırsınız.

Sizi, haklarınızı, sağlığınızı...

...

Bahaneler onların arkasına saklanmanıza izin vermezler.

Ve bahanelere bağlı kilitler olmaz hayatınızda.

Hep açık kapılar ve kapıcıklar belirir.

Açık konuşmalarda.

Siz yaptıkça aralanır kapılar hayatınızda.

...

Sadece para kazanacağım diye yola çıkarsanız, yolda kalırsınız.

Belki bir süre para kazanır, ama sonra mutsuz olursunuz.

Mutluluğu ve keyifli olmayı ancak severek yaptığınız işlerde bulursunuz.