Stil, Moda ve Kadın
"Salaş giyin, elbiseyi hatırlarlar; kusursuz giyin, kadını hatırlarlar." Coco Chanel
Beyoğlu’na kravatsız gitmediğimiz senelerdi, özenle giyinirdik.
Taksim’den Galatasaray’a etrafa baka baka keyifle yürür,
kafelerinde oturup tatlı zamanlar geçirirdik. Kavak yellerinin
estiği zamanları yaşarken elbette çok şık giyimli kadınlar, kızlar
dikkatimizi çekerdi. Güzel bir film varsa dalardık sinemalardan
birine, tabii Çiçek Pasajını da es geçmezdik, ara sıra da
Degustasyon’u.
1950'lerde ve 60’larda İstanbul
Özellikle Beyoğlu’nda kadınların başlarını süsleyen şapkalar ve vualetler (ince tül duvak) dikkat çekerdi. Batı etkisiyle şekillenen zarif ve sofistike bir tarzı yansıtmaktaydı bu aksesuarlar. Sadece estetik bir tercih değil, aynı zamanda dönemin zarafet anlayışının da bir yansımasıydı. Özellikle vualetli şapkalar, kadınların yüzlerini hafifçe örterek onlara gizemli bir hava katardı.
Erkekler ise son derece şık giyimli, çoğunlukla takım elbiseli, kravatlı ve fötr şapkalı olurlardı. Tanıdıkları birinin yanından geçerken şapkalarını hafif yukarı kaldırarak selamlaşırlardı. Bir gün okulu kırmış Beyoğlu’nda geziyoruz, okulun müdür muavinine rastlamaz mıyız! Tam "işte şimdi yandık!" derken fötr şapkası ile bizi selamlamaz mı! Ertesi sabah bizi odasına çağırdı. Epey bir nasihatın (!) ardından, “Bakın çocuklar, dün sizi gördüğümde verdiğim selam aslında size değil Beyoğlu’na saygımdandı” dedi.
Lise yıllarımızda Robert Kolej önünden geçerken gördüğümüz öğrenci kızların kıyafetleri bizlerde öylesine iz bırakmıştır ki bir fotoğrafı bugün hala aklımdadır. İşte o fotoğraf, sizlerle paylaşmak için aradım, buldum:
Üstte kumaş veya trikodan uzun ya da kısa kollu bir bluz, altta bol plili ve yanlarda büyük cepli kloş etek, ayakta bilekte katlanmış beyaz şoset çorap ve sade spor ayakkabı. O yıllarda Elvis Presley ile tüm dünyada moda olan kıyafet stili genelde kızların da seçimiydi.
Giyinen Kadın Güzeldir
Benim de benimsediğim “giyinen kadın güzeldir” ifadesi, genellikle bir kadının giyim tarzı ve zarafetiyle güzelliğini vurgulayan bir sözdür. Bu tür ifadeler kültürel değerlere, estetik anlayışlara ve kişisel tercihlere göre farklı şekillerde yorumlanabilir. Kimileri için bu söz, kadının kendine özen göstermesinin ve tarzını ifade etmesinin bir göstergesidir. Ancak, bazıları için bu tür ifadeler, kadınların dış görünüşleri üzerinden değerlendirilmelerini eleştiren bir noktaya da çekilebilir. Önemli olan, güzelliğin çok boyutlu bir kavram olduğu ve sadece dış görünüşle sınırlı olmadığıdır.
Bazı feminist yorumlara göre, “giyinen kadın güzeldir” gibi ifadeler kadının özgürlüğünü sınırlayıcı olabilir. Kadının değeri ne giydiği ya da nasıl göründüğü üzerinden ölçüldüğünde onun kişiliği, zekâsı, üretkenliği gibi daha derin özellikleri geri plana atılmış olabilir.
Kadın, Kendini Nasıl İfade Ediyorsa O Haliyle Güzeldir!
Elbiselerin Algı Üzerindeki Psikolojik Etkisi: Kıyafetlerin kadının görünümünü değiştirebilmesi sadece fiziksel bir değişiklik meselesi değildir. Psikolojide de derin kökleri vardır. Özellikle kişisel stile uyan bir elbise giymek, özgüveni önemli ölçüde artırarak ruh halini yükseltebilir. Bu psikolojik yükseliş genellikle görünürdür ve giyen kişiyi daha çekici hale getirir.
Kültürel ve Sosyal Normlar: Kültürel olarak elbiseler uzun zamandır kadınlığın ve zarafetin sembolü olmuştur. Bu kültürel etki algımızı etkiler ve genellikle bilinçaltında elbiseleri çekicilikle ilişkilendirir. Çeşitli toplumlarda elbiseler, kadınlar için resmi ve zarif giyimin özü olarak görülür ve bu da onları, izlenim bırakmanın önemli olduğu durumlar için tercih edilen bir seçim haline getirir.
Estetik ve Moda Bağlamı: Estetik açıdan ele alındığında giyinmek bir sanattır. Renk seçimi, kumaş tercihi, kombin becerisi gibi unsurlar kadının kendini nasıl sunduğunu ve dolayısıyla nasıl algılandığını etkiler. Moda ve stil ise bir elbiseden çok daha fazlasıdır. Moda, kişiliğin, ruh halinin ve hatta isteklerin hakkında ciltler dolusu şey söyleyen sessiz bir dilin ifadesidir. Zarafet, ölçülülük, sadelik ya da cesur stil anlayışları bu çerçevede değerlendirilir.
"Moda ille de etiketlerle ilgili değildir. Markalarla da ilgili değildir. İçinizden gelen başka bir şeyle ilgilidir." −Ralph Lauren
"Stil, konuşmadan kim olduğunuzu ifade etmenin bir yoludur." −Rachel Zoe
Eleştirel ve Felsefi Perspektif: Güzellik sadece dış görünüşe mi bağlı? Güzellik bir başkasının bakışıyla mı tanımlanmalı? Sınır koyucu, dayatmacı ya da güzellik algısını tek bir biçime indirger nitelikteyse sorgulanmalıdır. En yapıcı yaklaşım, her bireyin kendi tarzı ve varoluş biçimiyle güzel olabileceğini kabul eden bir bakıştır.
Bir kadının tarzı genellikle zarafet, ölçülülük ve kendine güveni yansıtır. Kendine güvenen biri, başkasının onayına ya da dikkatine ihtiyaç duymadan kendini ifade eder
Görsel bir dünyada yaşıyoruz ve insanlar sizi genellikle giydiklerinize göre yargılayacaklardır. İnsanları görünüşlerine göre yargılamakta yanlış bir şey olmasa da -çünkü bu insan doğasıdır, bu, herkesin aynı şekilde hissettiğini varsaymamız gerektiği anlamına gelmez. Beden pozitifliğini ve diğer kadınlara saygıyı teşvik etmek istiyorsak, birinin nasıl giyindiğinin bir önemi olup olmadığı hakkındaki kendi varsayımlarımızı sorgulamak faydalıdır. Sonuçta, kıyafetler sadece kıyafettir; kimseyi daha güzel veya daha az güzel yapmazlar.
Herkes her şeye rağmen sevgiyi ve saygıyı hak eder. Güzellik, kadının ne giydiğinde değil, kendini nasıl taşıdığındadır.
21 Mayıs 2025
Suadiye