Yeni Bir Yola Çıkarken
Yeni bir yola çıkmak hep heyecan vermiştir. Her yol yeni bir macera, yeni bir mücadele demek, her çıkılan yeni yolda insan kendi bilgisini sınamak, bilmediğini tanımak için çaba harcıyor ve yeni gördüğünü anlamak insana heyecan veriyor.
Bu yeni yolda gördüklerini ve yaşadıklarını paylaşmak
insanı zenginleştiriyor. Dinleyenler ve okuyanlar için fayda
üretmek, yeni yollar ve yöntemler sunmak kendi bilgeliğimizden bir
kısmını paylaşmak, kendimizden bir parçayı başkasının faydasına
sunmamızı sağlıyor.
Önümüzdeki hafta ve aylarda dijital dünyada ve iş dünyasında
kazanılmış deneyimleri, yaşananları, yakında yaşanacakları ve
kendimizi bu yeni değişen zamana nasıl hazırlamamız gerektiğine
dair ipuçlarını anlatacağım. Sorularınız olursa büyük bir keyifle
yanıtlar sunacağım. İş yaşamından, sağlığa,
eğitimden, günlük hayata, teknolojinin bize neler getirdiğine
bakarak, bu yeni dünyada rollerimizi bulmaya çalışacağız.
Son iki yüzyıl insanoğlu için baş döndürücü bir hıza şahitlik etti. Buharlı makineler, elektrik ve seri üretim ile başlayan sanayileşme yolculuğu, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlayan büyük bir bilgi yarışına dönüştü. Bu yarışta, geride kalanlar hem refahlarından feragat ettiler hem de geride kalmanın yarattığı baskı ile daha hızlı koşmak zorunda kaldılar. Eski dünyanın büyük oyuncularının yanında yeni dünyanın aktörleri otururken, önce bilgisayarların, sonrasında internetin bize kazandırdığı hızla, bilgiyi daha hızlı ve yoğun üretir hale geldik. Bu değişim ve hızlı dönüşüm ister istemez günlük hayatımızda, iş hayatında ve yaşamın pek çok alanında kaçınılmaz değişimler yarattı. Teknolojinin desteği ile insanın yaşam beklentisi arttı, haberleşmek kolaylaştı. Bilgiyi paylaşmak basitleşirken, sadece bilgiye sahip olmak değil, veri ile anlam üretmek, veriye dayalı karar almak ve bu verileri kullanarak geleceğe yön vermek en önemli alanlar olarak ortaya çıkmaya başladı. Son 10 yıldır yoğun şekilde konuştuğumuz, Endüstri 4.0 ve nesnelerin internetinin sağladığı kolaylıklar, yapay zekada meydana gelen ilerleme sadece üretme biçimlerimizi değil, öğrenme, meslek edinme ve mesleki bilgilerimizi tazeleme, çalışma dünyası içerisinde güncel kalabilme kapasitemiz konusunda da büyük bir etki bıraktı.
Özet
olarak, artık teknolojik
gelişmelerin hayatımızda yarattığı değişimi tartışmak değil, bu
değişime nasıl adapte olmamız gerektiği, kendimizi ve gelecek
nesilleri bu yeni dünyada nasıl daha güncel ve rekabetin önünde
tutabileceğimiz konusunda düşünmemiz gereken bir zaman çoktan
gelmiş bulunuyor. Bu gerçeklikten kaçmak yerine açıkça konuşmak ve
gereklerini yerine getirmek konusunda adımların neler olduğunu
beraberce tartışmamız gerekiyor. Türkiye’nin bu konudaki yolculuğu
bizi ve gelecek nesillerimizi pek çok yönüyle ilgilendirecek. İlk
üç endüstri devriminden yeterince pay alamamış bir ülke olarak bu
yeni dalgayı kaçırmadan dijital dönüşümü nasıl
sağlayacağımızı önümüzdeki haftalarda neden ve sonuçlarıyla
tartışacağız. Umarım bu yolculuk size de yeni fikirler ve farklı
açılardan konuları düşünmek ve incelemek için katkı sunar.
Önümüzdeki yazıda dijital dönüşüm nedir ve ne değildir?
Önce bunu tartışarak başlıyoruz.
Hepinize mükemmel bir hafta diliyorum.